12.6.14

SAHABEVARİ GENÇLİĞİN EVLİLİK TEKLİFİ


                               Sevda Uğruna

...Gelen mektup beklediği mektuptu. Odasına geçip derhal açmıştı mektubu... İbrahim evlilik teklifi göndermişti.

İbrahim kendisine düşünmesi için uzunca bir süre vermiş, ''Niçin evleneceğinin'' net cevabını bulmasını istemişti. Şayet Allah için evlenecekse sonuna kadar kendisinin yanında olduğunu vurgulamış, eğer sadece duygu içinse, duyguların geçici ve çoğu zaman sağlıklı karar vermeye engel olduğunu belirtmişti. Evlilik için şartlarını sıralarken, Sevda'dan da isteklerini yazmasını talep etmişti.

İbrahim yazdığı mektubunda: ''Sevda Hanım hürmetlerimle

Allah'ın Rasulu buyurdular ki: ''Kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç, mutlu olursun." (Buhari, Nikah,15)

Buradan hareketle hayat nizamım olan İslam'ın direktiflerinden zerre ödün vermeden bu, nikah gibi önemli bir ibadeti yapmak istiyorum. Bu ibadetimi yerine getirirken de eş olarak düşündüğüm sizlerden beklentilerim şunlardır:

1. Aile temelimizde Tevhid olacak.

Tevhid temeli derken kastım şudur: Evimizde ne erkeğin ne kadının, ne büyüklerin ne geleneğin, ne demokratik kuralların ne modernist algıların, ne Kemalist rejimin ve ne de Avrupa normlarının değil, sadece ama sadece Allah'ın dediği hakim olacak. Tevhid'in özünü şu ayetle ifade etmeye çalışayım. Yegane İlahımız Allah, hayat kitabımız Kur'an- Kerim'in Hac suresinin yetmiş dördüncü ayetinde şöyle buyurmuştur:

''Allah'ın kadrini gereği gibi takdir edemediler, hakika Allah, yegane kaviy, yegane azizdir.''

Buradaki hakkıyla takdir elbette ki O'nu sahip olduğu tüm vasıf ve sıfatlarıyla bilip iman etmektir...
Evimizde tek söz sahibi Allah ve O'nun Rasulu olacaktır... İstisnasız her işte bu böyledir...

2. Evimiz kulluk prensibi üzerine bina olunmak zorundadır. Bu da takva ile icra edilmelidir...

''Ey İman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkun, hakkı ile muttaki olun ve her halde müslüman olarak can verin...'' (Ali İmran: 102)

Gerektiği gibi korkma için, hayatı titiz yaşamak gerekir. Allah rızasına aykırı olan her şeyden birlikte yüz çevirmektir ailede takvadan kastımız... Bu konuda birbirimizin zevci olabilmektir amaç... Zevc ise bir bütünün yarısı demektir. Biri olmayınca öteki yarımın, yarım kalacağı, eksik kalacağı anlamında bir bütünün yarısıdır...

İşte biz de beraber kulluk yürüyüşü yapacaksak şayet: ''Birisi olmayınca ötekinin yarım kalacağı bir yol arkadaşı olmaktır amacımız.''


3. Evliliğimiz evcilik oynamak için değil, mücadele etmek için kurulmalıdır. Ve evimiz Allah'ın dinine yardım eden birinci mücadele sahamız olmalıdır...

''Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılı. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!'' (Hacc: 78)

Toplumun Tevhide dönmesi muvahhidlerin omuzlarında bir sorumluluktur. Kendisini dönüştürmeyen ailesini, ailesini dönüştüremeyen toplumu nasıl dönüştürebilir ki!... 

Bu nedenle, ailede başlayacak olan sorumluluğumuz akrabaya, komşuya ve dahası topluma karşıdır. Sorumluluklarımızı ifa ederken birinci dayanağımız birbirimiz olmalıyız. Sizin görevlerinizde ben, benim görevlerimde siz birinci yardımcı olmalısınız. Bunun örneğini de Mekke döneminde Hatice annemizden (radıyallahu anha) alıyoruz. Hira'dan dönen Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ''şimdi bana kim inanır'' deyince ilk olarak annemiz ''Ben'' diye buyurmuştur... 

Bunun ötesinde kadın ve erkek hakları, akraba hakları bellidir. Biz Hakk'a teslim olduktan sonra önümüze gelen meseleleri kitabımızdan okuyarak çözer, hakları sahibine iade ederiz. Bunun için de Kur'an evimizde hakkıyla okunmalıdır...

''Kendilerine verdiğimiz kitabı hakkıyla okuyanlar, işte bunlar O'na iman eden kimselerdir. Onu tanımayanlar ise işte asıl hüsrana uğrayacaklar da onlardır.'' (Bakara: 121)

Kitabı hakkıyla okumak, elbette sadece kıraatinden ibaret edğildir... Okumak, anlamak ve yaşamak üzere evlerimiz Kur'an evleri olmalıdır...

Velhasıl hayatımızın renginin sadece Allah'ın rengi olması için birbirimize zevc olacağımız bir yuvadır temennimiz...

Haberiniz hakkımızda hayr olması dileklerimle.

Tevhid Ehli 
http://islammucadele.blogspot.de/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder