17.7.13

HANGİ NAMAZLARDAN SORUMLUYUZ?


Esselamu aleykum ve rahmetullah..

   Siz değerli kardeşlerimle veya çevremdeki kardeşlerimle iletişim içindeyken gözlemlediğim bir husus bu günkü  yazımızın konusu olacak inşaAllah. 
   Toplum olarak namaz hususunda çok da yeterli bilgiye sahip olmadığımızı düşünüyorum ve gözlemliyorum. Bu bilgisizliğimiz öncelikle namazın dinimizdeki önemi ile başlıyor, hükümleri, nasıl kılınacağı, farz ile nafilelerin eşdeğer görülmesi  ve daha namazla ilgili bir çok hususlarda devam ediyor.
   Dinimizin kelimeyi şahadetten sonra ikinci emri olan namaz çok önemli ve değerli bir ibadet olmasına rağmen bizim bu denli buna yabancı olmamız nasıl ve neyle açıklanır bilemiyorum ama bu eksikliği gidermek için bir yerden başlamamız gerekiyor.
   Bu yazımızda dikkatlerinizi çekmek istediğim husus farz namazlar ile nafile namazların aynı kategoride değerlendirilmesi olacak. Zamanla namaz hususunda diğer konularada değiniriz inşaAllah. İçimizde mutlaka yıllardır namaz kılanlar olduğu gibi namaza yeni başlayanlar, belkide namaza başlamayı düşünenler var. Yıllardır namaz kılanlarımızında, yeni başlayanlarımızında, başlamayı düşünenlerimizinde özellikle bilmesi gereken konulardan biri  Allah subhanehu ve tealanın biz kullarına farz kıldığı ve bizi sorumlu tuttuğu namazın sadece farzlar olduğu, nafilelerin bizim isteğimize bırakıldığıdır.

HANGİ NAMAZLARDAN SORUMLUYUZ?

   Değerli kardeşlerim iman eden her insan iman ettikten sonra ilk olarak namaz kılmak zorundadır. Bu imanının bir göstergesi ve adeta ispatıdır. Namaz İslam dininin olmazsa olmazıdır. Diğer tüm ibadetler kişinin namazına göre değer kazanır. Kişi namaz kılıyorsa yaptığı her iyilik kendisine fayda sağlar. Ama hem iman ehli olduğunu söyleyip hemde namaz kılmıyorsa yaptığı diğer iyiliklerin hiçbir değeri yoktur. Namaz bu kadar önemli bir ibadettir.
   Allah subhanehu ve tealanın bize farz kılmış olduğu ve bizimde yerine getirmekle sorumlu olduğumuz namaz, beş vakit olarak belirlenen namazlardır. Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem farz namazları eda eden ama farzların haricinde başka namaz kılmayacağını söyleyen kimseye kurtuluşu ve cenneti vadetmiştir.

Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyurmuştur:


“Allah subhanehu ve tealanın kullarına farz kıldığı beş vakit namaz vardır. Kim bunları eda eder, bunları küçük görmeyip zayi etmezse Allah’ın o kimseyi cennete koyacağına dair sözü vardır. Her kim bunları yapmazsa o kimse için Allah katında bir söz yoktur. Dilerse ona azab eder dilerse affeder.” (Ebu Davud, İbni Mace, Nesai, Ahmed)


Talha bin Ubeydullah (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Necd halkından saçı başı dağınık bir kimse Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi. Uzaktan sesinin uğultusunu duyuyor, fakat ne dediğini anlamıyorduk. Nihayet Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yaklaştı.
Meğer o kimse İslam’ın ne olduğunu soruyormuş. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir gün ve gecesinde beş vakit namaz kılmaktır’ buyurdu. O kimse:
Üzerime bu namazdan gayrı namaz var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hayır, ancak sen nafile kılarsan bu müstesnadır’ buyurdu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devamla:
‘Ramazan orucunu tutmaktır’ buyurdu. O kimse:
Üzerime bu oruçtan gayrı tutmam gereken oruç var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hayır, ancak sen nafile olarak oruç tutarsan bu müstesnadır’ buyurdu.
Talha (Radiyallahu Anh) der ki: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona zekâtı da anlattı. O kimse:
Üzerime bu zekâttan gayrı vermem gereken başka bir zekât var mı? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Hayır, ancak sen nafile olarak sadaka verirsen bu müstesnadır’ buyurdu. Müteakiben o kimse:
Vallahi bunun üzerine ne artırırım ne de eksiltirim diyerek arkasını dönüp gitti.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Eğer doğru söylüyorsa felah bulmuştur’ (Kurtulmuştur) buyurdu.” (Buhari 1767, Müslim 11/89,)

Bu konu ile ilgili gelen başka bir rivayette Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Allah gece ve gündüz beş vakit namaz farz kılmıştır.”
Arabi sordu: “Başka kılmam gerekir mi?” Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem:
“Hayır, ancak nafile kılarsan o başka.” (Buhari, Müslim)

   Yukarıdaki hadisler ve bu içeriğe sahip bir çok hadislerde anlatılan beş vakit namazdan kasıt sadece farzlardır. Ve kim bunları düzenli bir şekilde yerine getirirse Allah Resulünün beyanı ile Allah'ın o kişiyi cennete koyacağına dair sözü vardır. O kimse kurtuluşa erip cennete girmeyi hak etmiş olur. Ama kimde bu namazlara özen göstermez ve düzenli kılmazsa Allah'ın bu şekilde davranan kullarına verilmiş bir sözü yoktur. 

   Günümüzde farz namazların önünden ve ardından kılınan nafile namazların farz gibi algılanması çok yaygın olarak görülen bir anlayıştır. Allah Resulünün sünnetini sadece farzların önünden ve ardından kılınan namazlardan ibaret görenler bu hususda öyle taassup sahibi oluyorlarki bu söylemleri duyduklarında hemen bu söylemleri dile getiren insanları sünneti terk etmekle ve sünneti hafife almakla suçluyorlar. Halbuki Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti sadece bu namazlardan ibaret değildir. O'nun sünneti bir yaşam biçimidir. Hayatımızın her anına dair ölçüler belirleyen bir yaşam biçimi...

Bu kimseler farz namazlarla nafileleri öylesine bir bütünleştiriyorlar ki, kılarlarsa hepsini birlikte kılıyor, terkederlerse de hepsini birlikte terkediyorlar. Halbuki nafileleri terkettiğimizde bir sorumluluğumuz olmadığı halde farzların terki bizi çok tehlikeli bulvarlara sürekleyebilir Allah korusun. Bu sebeple bizler kraldan daha kralcı olma konumuna düşmeden Allah ve Resulünün belirlediği çizgilere riayet ederek onlar neye ne kadar değer verdiyse bizde ona o kadar değer vermemiz gerekmektedir.  Farzlar uyuma ve unutma haricinde asla terkedilmemesi gereken namazlardır. Bu sebeplerin haricinde farz namazların terki asla caiz değildir. Ama nafileler bizim isteğimize bırakılmış dilersek yapmamız istenmiştir. Bunu bizzat Allah Resulünün kendisi söylemişdir. Farz namazın haricinde başka namaz varmı diye soran adama “Dilersen nafile kılabilirsin” diye cevap vermişdir.


Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti iki kısma ayrılır.

Bunlar: Allah Resulünün bize emrettikleri ve Allah Resulünün bize tavsiye ettikleridir.
Allah Resulunun emrettiği hususlarda O’nun bu emirlerine mutlaka uymamızı bizzat Allah subhanehu ve teala bize emretmektedir.
Allah Resulünün tavsiye ettikleri ise kişinin kendisine bırakılmıştır. Elinden geldiğince ve imkanı elverdiğince Resulün sünnetine uymaya çalışılası en güzel olandır.
Farz namazların beraberinde kılınan nafile namazlarda Allah Resulünün bize tavsiye ettiği kısma girmektedir. Bu konuda O şöyle buyurmaktadır:

Ummu Habibe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den işittim:

“Müslüman bir kul her gün farzın dışında Allah için on iki rekât sünnet kılarsa Allah onun için cennette bir ev bina eder’ buyuruyordu.” (Müslim 728/103)
Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin bir gün içerisinde kılınmasını teşvik ettiği bu on iki rekat namazın hangileri olduğunu yine Ummu Habibe radıyallahu anh bize şöyle açıklamaktadır:

"Her kim, bir gün ve gecede, (farz namazlar dışında), sabah namazının farzından önce iki rekât, öğle namazının farzından önce dört rekât, öğle namazının farzından sonra iki rekât, akşam namazının farzından sonra iki rekât ve yatsı namazının farzından sonra iki rekât olmak üzere on iki rekât(nâfile) namaz kılarsa, cennette onun için bir ev yapılır.(Tirmizî; hadis no: 380.Tirmizî hadis hakkında şöyle demiştir: 


   Gördüğümüz gibi kardeşlerim Allah Resulünün sözlerinde emir değil teşvik vardır. Kim bu mükafata sahip olmak isterse bu nafileleri gücü yettiğince kılmaya çalışır. Ama bunları farz gibi algılamaz. Hepsini birlikte kılması zor geldiğinde nafilelerle birlikte farzlarıda terketmez. Hayatın içinde nafilelerle birlikte kılmaya herhangi bir sebepden dolayı vakit müsait olmadığı zamanlarda ne pahasına olursa olsun farz namazlarını kılar. Farzlarla nafileleri ayırdetmesini bilir. Bilerek terkedilmiş farz namazın asla kazasının olmadığının bilincinde olur. Terkedilen her bir namazın daha sonra asla bir tekrarı ve telafisi yoktur.
Bazılarımız ne kadar görmezden gelse de birçok insan hepsini birden kılmak zor geldiği için çoğu zaman namaz kılmayı terketmekte, namazı  bırakmakta, veya namaza başlamaya cesaret edememektedir. Bunlar içinde yaşadığımız toplumun gerçekleridir. Özellikle çocuklarını namaza alıştırırken hem anne babalar hemde çocuklar çok zorlanmaktadır. Saydığımız ve burda sayamadığımız bir çok sebeplerden dolayı Rabbimizin ve Resulünün bize tanımış olduğu imkandan ve kolaylıkdan faydalanalım kardeşlerim.   Farz namazlarımıza önem verelim. İmanımızı namazımızla ispatlayalım.  Rabbimizin vadine hak kazanalım. Geleceğinde hiç şüphe olmayan o gün pişman olanlardan olmayalım.

Suçlulara "sizi cehennem ateşine sürükleyen nedir?" diye sorarlar.  Onlar da derler ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." (Müddesir, 42,43)


Rabbim hepimize hakkı hak olarak batılı da batıl olarak göstersin ve ayaklarımızı dini üzerinde sabit kılsın. Hepiniz kullarına karşı çok merhametli olan Allah’a emanetsiniz...

25 yorum:

  1. ALLAH razı olsun kardeşim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiiin. Allah hepimizden razı olsun Selvi kardeşim. Rabbim bizi cennetinde buluştursun.

      Sil
  2. Aleykum selam ve rahmetullahı ve berakatuhu... ALLAH razı olsun ablacım kafamı cok karıstıran konuydu nafıle namazlar. peygamberımız sunnet olarak kılınan namazlara nafıle namazlar dıyor ama toplum sunnetler harıcınde kılınan namazlara nafıle namazlar dıyorlar, bu da ıster ıstemez kafaları cok kurcalıyordu en azından benım. daha once sordugum sorularımada cevab vermısın ablam ALLAH razı olsun.

    Bol bol nafıle namaz kılalım demıssın ALLAHın ıznıyle bundan kastın nedır? Sunnetlerımı kasdettın yoksa kusluk, efdal,duha namazlarını? bırde bu namazların harıcı abdest alıp 2,4,6,8,10 rekat gıbı haram olan zamanların harıcınde namaz kılabılırmıyız ?

    son olarak sadece farz olan namazlardan sonar tesbıh cekılır, dıger nafıle olan sunnet, duha kusluk namazlardan sonar tesbıh yoktur degılmı?

    Ablacım cok soru sordum degerlı vaktın ıcın ALLAH razı olsun.Eger cok vaktını alıcaksa cevaplamakta acele etme. ALLAH razı olsun.

    SELAMUN ALEYKUM VE RAHMETULLAHI VE BERAKATUHU...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu Fatımacım, estağfurullah ben sorularınıza çok memnun oluyorum. Gücümün ve bilgimin elverdiğincede cavaplamaya çalışıyorum.

      Farz namazların haricindeki namazların hepsi bu nafile kategorisine giriyor Fatımam. Sadece kılmada daha özenli olma açısından kendi aralarında farklı farklılar. Yani farz namazların önündenve ardından kıldığımız ve bizim sünnet namazlar dediğimiz namazlarda bu nafilelerden sayılıyor ve inşaAllah hesap günü farz namazlardan çıkan eksiklerimizi tamamlayacaklar.
      Farz namazların önünden ve ardından kıldığımız nafilelerin haricinde seninde bahsettiğin gibi başka nafile namazlarda var. Teheccüd (gece) namazı, Duha namazı, İşrak namazı, ker ezanla kamet arasında kılınan namaz, Her abdest alındığında kılınan iki rekat namaz gibi...
      Nafile namaz kılmak isteyen müslüman için allah resulünün ve sahabesinin hayatından yeterli derecede nafile namaz örnekleri var Fatımam. Neredeyse her vakit için, her durum için sünnetten bir namaz var. Biz bunlarla yetinmeli ve bunları daha nitelikli hale getirmeliyiz. Sünnet bizim ölçümüz olmalı canım kardeşim..

      Sil
  3. Teşekkürler. Yatsı namazında farzdan önce 4 rekat sünnet farzdan sonra 2 rekat son sünnet yok mu? Dolayısıyla nafile olarak bahsettiğiniz toplam 12 değil 16 rekatlik sünnet olur. Farz namazının kazası nasıl mümkün olmaz? Bizlere öğretilen Allah dilerse kılınan sünnetlerin, unutup ya da uyuya kaldığımız kaza namazlarının yerine geçebileceğidir. Namaza ileri yaşta başlayan bir kişi geçmiş namazlarını kaza etmesi gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler. Yatsı namazında farzdan önce 4 rekat sünnet farzdan sonra 2 rekat son sünnet yok mu? Dolayısıyla nafile olarak bahsettiğiniz toplam 12 değil 16 rekatlik sünnet olur. Farz namazının kazası nasıl mümkün olmaz! Bizlere öğretilen Allah dilerse kılınan sünnetlerin, unutup ya da uyuya kaldığımız kaza namazlarının yerine geçebileceğidir. Namaza ileri yaşta başlayan bir kişi geçmiş namazlarını kaza etmesi gerekmez mi? Hatta din kültürü hocası ve tgrt tv programında çıkan Osman Ünlü bey, sünnet kılarken geçmiş namazlara kaza diye de niyet edilirse kaza namazı yerine geçilebileceğini söylemiştir. Kaza namazı kılarken en son kılınamayan namaza niyet etmek gerektiği de belirtilmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli kardeşim sorularını tek tek cevaplamaya çalışayım inşaAllah.

      1. Gün içerisinde kılınan nafile namazların sayısını 12 diye belirten Allah resulu sallallahu aleyhi ve sellem kardeşim. Dolayısı ile ben buna birşey ekleyip çıkarmadan sadece hadisi zikrettim. Bu 12 rekatın hangi namazlar olduğunu açıklayan sözlerde yine Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin eşi olan Ummu Habibe radıyallahu anhın rivayet ettiği hadisde anlatılıyor.

      2. Müslümanın bir gün ve gece namazı içinde kılabileceği nafilelerin hepsini ifade etmiyor bu 12 rekat kılınacağını belirten hadis. Sadece farz namazların önünden ve ardından kılınan namazları anlatıyor. Bunun yanısıra nafile olarak gece namazı, duha namazı, İşrak namazı, her ezan ile kamet arasında kılınan namaz gibi nafile namazlarda var kardeşim. Fakat hadisde bahsedilen bu 12 rekat namaz "Sünnet-i Müekkede" olarak bilinen en önemli nafileler.

      3. Toplumumuzda yatsı namazının farzının öncesinde kılınan 4 rekat sünnet namaz Allah Resulünün sahih sünnetinde yok kardeşim. Bu namazı Allah resulünün, sahabesinin ve tabiinden birinin kıldığına veya kılmaya teşvik ettiğine dair sahih hadis kitaplarında hiçbir rivayet yok. Kişi eğer illa yatsıdan önce nafile kılmak istiyorsa ezan ile kamet arasında kılınan iki rekat namazı kılabilir. Yani ezan okunur okunmaz camide cemaatle namaz kılanlar için kamet getirilene kadar bu namazı kılması lazımdır.

      4. Uyuyarak veya unutarak kaçırdığımız namazları uyandığımızda ve hatırladığımızda hemen kılmamız gerekmektedir. İslam fıkhında kaza namazı sadece bunlar için söz konusudur. Çünkü unutmak veya uyurken kalkamamak insanın elinde olmayan bir durumdur. Bu sebeple Rabbimiz bizi unuttuklarımızdan ve gücümüzü aşan hususlardan sorumlu tutmayarak bunların telefisi için bu namazları kaza etmemize izin vermişdir. Ama bunun haricinde namazı bile bile terk yoktur. İnanan bir kişi mutlaka namazını kılması gerekir. Eğer hiçbir geçerli sebebi yokken 5 vakit namazlardan birini bilerek geçirirse bunun telafisi yoktur. Bunun tekrarı yoktur kardeşim. Yani böyle bir hatanın hiçbir şekilde telafisi mümkün değil. Ancak Allah'a dua dua yalvarır, kendisini affetmesini ister ve gelecekteki namazlarına özen göstermeye çalışır.
      Bu konunun yanlış anlaşılmaması için şunuda belirteyimki, insanlara bu söyledindiğinde sanki namaz ibadeti basite alınıyormuş gibi bir hava oluşmaktadır. Aksine bu hususdan şu anlaşılmalıdır ki, iman ettiğini iddia eden hiç kimse Allah'ın kendisine farz kıldığı namazı tembellikten veya umursamazlıktan namazın İslam'ın 5 şartından biri olduğunu bile bile terk edemez. Böyle bir lükse sahip değildir. İman iddiasında bulunan her insanın 5 vakit farz olan namazları mutlaka kılması gerekir. Kılmıyorsa, arada keyfi bir şekilde terkediyorsa bunun hiçbir şekilde telafisi yoktur. İslam alimlerinin çoğunluğuna göre namazı terk insanı islam dininden çıkmasında rol oynayan en büyük etkenlerdendir. Allah muhafaza..

      Sil
    2. 5. zamanında kılamadığımız ve eksik kalmış namazlarımız kıldığımız nafilelerle telafi edilecektir. Kudsi bir hadisde bu husus şöyle anlatılır:
      Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir; Resûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem’i şöyle derken işittim:
      “Kulun kıyamet gününde ilk hesaba çekilecek olduğu ameli namazıdır. O Salih/tam ve düzgün olursa kurtulmuş ve kazanmıştır. Bozuk olursa, artık zarar etmiştir. Farzdan bir şey eksik yaparsa, Rabb tebâreke ve teâlâ şöyle buyurur: Bakın kulumun herhangi bir nafilesi var mıdır? Onunla farzdan eksileni tamamlanır. Sonra, diğer amelleri buna göre olur.”(Tirmizi)
      Bu sebeple farzların haricinde kazası olan kişi elinden geldiği ve gücü yettiği kadar nafile kılmalıdır.

      6. Bir amelde iki niyet olmaz kardeşim. Kişi bir işi yaparken bir şeye kesin olarak kalpden niyet edilmelidir. Hem şunun hemde bunun için diyerek niyet olmaz.

      7. Alimlerimiz insanımıza farz olduğunu bile bile kılmadıkları farz namazları nasıl kaza edeceklerini anlatacaklarına, farz namazların ne denli önemli olduğunu ve asla terkinin caiz olmadığını, farz namazları terkedenler hakkında Allah Resulünün, sahabesinin ve tabiinin, onlara en güzel bir şekilde alimlerin sözlerini anlatsalar sanırım bugün toplumumuzda inanmayan kesimin haricinde namaz kılmayan kalmazdı. Çünkü insanlar hiç önemsemedikleri namazı terkettiklerinde ne gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kaldıklarını tam manası ile bilseler mutlaka kendilerini o tehlikeli bulvarlardan uzaklaştırmaya çalışırlardı.

      Sormuş olduğunuz soruların cevabı benim bildiğim kadarı ile bu kadar Yüksel kardeşim. Yinede en iyisini bilen Rabbimizdir. Allah'a emanet olunuz..

      Sil
    3. Allah razı olsun yanıtlarınız için. Eğitiminizi merak ettim. Kendi çabalarınızla mı öğreniyorsunuz? Ve yaşınızı da merak ettim.
      Neredeyse bütün ilmihal kitaplarında sünnetleriyle beraber farz namazları anlatılır. Yatsı namazı 4 rekat ön sünnet+ 4 rekat farz+2 rekat son sünnet+3 rekat vitr namazı olarak toplam 13 rekat olarak anlatılır. çalışan insanlardan uykusu gelen, yorgun olan bir çok kimseye 13 rekat çok ağır geldiği için gece kalkar kılarım diyerek kazayı kılmadığı çok oluyor. Ya da yıllarca kesintisiz namaz kılan çok imanlı yaşlı kimselerin bile çeşitli sebeplerden Yaradan'a sitem ettiği zamanlarda namazlarını aksattıklarını şahit oldum. Şimdiki nesil hiç kılmamaktansa 3 veya 4 vakitte olsa namazımı kılayım iyor. Misafir geldiğinde, yada iş yerinde işine daldığında , abdest almak zor olduğunda nasıl olsa kazasını kılarım diye düşündüğünden namazını terk edebiliyor. sadece farzını kılabileceğini düşünse 5 vakti de kılabilecek o kadar çok kimse var ki, ilk kez sizden okudum. Ne duydum, ne de okudum bu yaşıma kadar vallahi.

      Sil
  5. Çok güzel ve açıklayıcı bir yazı idi Saliha ablacım Yüce Allah senden razı olsun .

    YanıtlaSil
  6. Ve aleykum selam saliha abla o zaman bu yazina gore cocuklari namaza alistirirken sadece farzlari kildirmakla yanlis yapmadigimi dusunuyorum.yazilarindan cok faydalaniyorum ALLAH ebeden razi olsun senden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kardeşim. Biz çocuklarımıza farzların önemini öğretebilirsek onlar nafileleride zamanla gönüllü kılacaklar inşaAllah. Akılları olgunlaştıkça ve kendileride neyi neden yaptıklarını farkettikçe gönülden bunu yapacaklar. Rabbim hepimizin yavrularını ve onlardan devam edecek nesillerimizi namaz kılanlardan eylesin.

      Sil
  7. Aleyküm selam Salihacığım !
    Namaz,biz mü'min müslümanlar için bir "nîmet " ...Ve biz biliriz ki her nimetin şükrü kendi cinsinden olur .Peygamberimizin (aleyhisselatü vesselam) farzlar dışında kıldığı" sünnet "adını almış "nafile " namazlar , Peygamberimizin , dolayısıyla bizim Namaz nîmetine şükrümüzün bir ifadesi.... Bildiğim kadarıyla" nafile " kavramının anlamı bizim dilimizde Arapçayla farklılık gösteriyor.Nafile, bizim dilimizde boşa yapılmış ,boşa gitmiş bir iş olarak anlamlandırılırken, Arapçada, Allaha yaklaştıran fiiller anlamını alıyor...Allahu A'lem...
    Ben hasta olduğumda yada benim dışımda başkalarının hakkına girebileceğim durumlarda (yolculuk vs) farzlarla yetiniyorum ....
    Rabbim cümlemizin namazlarını makbul ve mübarek,son nefesimiz dahil hidayetimizi daim eylesin ...Basiretimize ve ferasetimize yön versin ...İmanımızı arttırsın ....
    Allah hayırlı işler yapmak isteyenlerin yolunu açsın ...Kötülük yapmak isteyenlere fırsat vermesin ...
    Allah senden razı olsun Salihacım...
    Selam ,sevgi ve dualarımla ...

    İzmir'den Jâle ...





    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiiin Ya Rabbi. Allah senden de razı olsun Jalecim, ne mutlu bana ki konulara çok farklı bakış açıları ile bakan ve bunları bizimle paylaşan kardeşlerim var.
      Farz namazları bir nimet olarak görebildikten sonra nafileler Allah'ın izni ile gönülden yaptığımız ibadetlere dönüşür. Her nafilede Rabbimize bir adım daha yaklaşmanın hissiyatı içinde eda ederiz nafilelerimizi. Rabbimiz bize zaten hep yakındır ama önemli olan O'nun bize olan bu yakınlığını hissedebilmek. Bu da en önce O'nun farz kıldıkları ile daha sonra bizi teşvik ettikleri ile mümkün.

      Ebu Hureyre (r.a.)’den şöyle dediği rivayet edildi: Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Allah Teala buyurdu ki: Kim benim velime düşmanlık ederse ona harb ilan ederim, kulum bana kendisine farz kıldığım şeyden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır, kulum bana nafilerle kendisini sevinceye kadar bana yaklaşmaya devam eder, ben onu sevince işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum, eğer benden istese muhakkak ona veririm, bana sığınsa onu korurum.” (Buhari)

      Rabbim tüm iman ehli kardeşlerime ve bana kendi yakınlığını hissettirecek ameller işlemeyi nasip etsin.
      Kalbimin derinliklerinden gelen muhabbetlerimi sana ve İzmire gönderiyorum kardeşim. Allah'a emanet ol..

      Sil
    2. Aleyküm selam kardeşim ! O muhabbeti hissetmesem bilmem burada olur muydum ?

      Bütün dualarına amin diyorum ,benim faziletli kardeşim ...Rabbimiz her zaman ve durumda O'nun doğrularıyla konuşup O'nun doğrularıyla amel edenlerden eylesin bizleri ...Sırati müstakimden ayırmasın ...


      İzmir'den Jâle ....

      Sil
  8. Saliha'm canım kardeşim,

    ALLAH benim gibi namaza çok geç başlayanlara yardım etsin. yardım etsin ki o borçlarımızı kapatabilecek kadar nafileler kılalım ve çok çok af dileyerek kendimizi affettirebilelim.kendi adıma durumumu bu bağlamda hiç iyi bulmuyorum. nasıl vereceğim o hesapları bilemiyorum. ALLAH tan ümidimi kesmiyorum.. onun TEVVAB sıfatına sığınarak tövbe ediyorum..
    oysa ben seninle tanışmadan önce bulabildiğim her islami siteye girerek bilgilerimi artırmaya çalışıyordum. onlardan birinde şöyle bir şey okuduğumu hatırlıyorum.
    çok çok zor durumda kalınırsa o zaman sadece ikindi ve yatsı namazlarının sünnetleri tekedilebilir.. öğlen, sabah ve akşam namazlarının sünnetleri hiç bir şekilde terkedilemez diye okumuştum. yani benim sünnet dediklerim nafileler.. kızıma da bu şekilde anlatmıştım. hoş nafilelerden ayrılmadan kılıyoruz vakit namazlarımızı.. zaten çok borcumuz var bir de onlarımı terkedelim dimi ama? ama yine şu var deme ki zamanın çok kısıtlı olduğu zamanlarda mesela kışın kızım okuldan geldiğinde öğlen vaktinin bitmesine çok az bir zaman kalıyor öyle bir durum da öğleni de sadece farzını kılabilir öyle değil mi?
    seni ALLAH için seviyorum kardeşim.. ALLAH ilmini artırsın. RABBİM bundan sonra nefsimize ve şeytana uymaktan korusun bizleri.. amin ALLAH a emanet ol kardeşim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıdıkam, Rabbim tövbelerini kabul etsin. seni tüm hatalarından arındırsın. Bundan sonraki zaman diliminde kendine daha çok daha çok yaklaştırsın. Öyle ki, hadisde anlatıldığı gibi gören gözün, tutan elin, yürüyen ayağın ve işiten kulağın olsun. Amiin Ya Rabbi.
      Tabii sadece seninmi? Hepimizin olsun inşaAllah. Öyle çok ihtiyacımız var ki O'nun yakınlığına. O'nsuz hepimiz dipsiz bir girdabın içinde gibi oluyoruz. Rabbimiz bize kendini unutturmasın. Unutturupda ahirettede unutulanlardan kılmasın.
      Güzel kardeşim düşünelim şimdi, bir mecbur görev icabı yapmamız gereken sorumluluklarımız var. Hatta bu sorumluluklarımız öyle önemliki kimliğimizi belirleyen sorumluluklar. Hani yerine getirilmediğinde o kimliktan aforoz edilmemize dahi sebep olabilecek sorumluluklar.
      Hani devletler dahi konunlarına uygun davranmayan bazı vatandaşlarına ceza olarak vatandaşlıktan çıkarırlar ya işte bunun gibi. Kişi bu sorumluluklarını yapmadığında vatandaşlıktan atılma tehlikesi var. Yani müslüman kimliğinden afaroz edilme tehlikesi.
      Birde yapıp yapmamada kişinin kendi tercihine bırakılmış, yapması için teşvikler yapılmış ama zorlanmamış olan şeyer var. Biz öncelikli olarak bu ikisini ayırdetmemiz gerekir.
      Farzlar müslüman olduktan sonra ki en önemli sorumluluğumuzdur. Ama sadece farzlar. Nafileler kişiye kalmıştır. Günümüzde ise öyle bir hava oluşmuş ki, hepsi farzmış gibi algılanıp kılan hepsini kılıyor, kılmayanda hepsini terkediyor. Nafileleri kılmak zor gelen bir çok insan farzları kılmıyor ve kendini çok tehlikeli konumlara getiriyor.
      Birde kişinin mecbur olduğu şeyi yaparkenki hissiyatı ile gönüllü olarak yaptığı şeyin hissiyatı aynı olmaz. gönüllü yapılan işler adı üzerinde gönülden gelir. Gönülden gelerek yapılır. Nafileler bizim gönüllü olarak yapmamız gereken ibadetlerdir. fakat bizde mecburiyet hissi ile malesef bu hissiyattan uzaklaşılıyor. Nafilelerin tadına varılamıyor. Halbuki kişinin yaptığı her nafile onu Rabbine biraz daha yaklaştırırması gerekirken bu hissiyattan mahrum kalınıyor.
      Biz ister çocıuklarımız isterse başkaları olsun namazı telkin ederken farzları kılmalarını söylemeli nafilelerede teşvik etmeliyiz. Aynen Allah resulünün yaptığı gibi. Onların namaza kolaylıkla ısınmalarını sağlamalı kolaylaştırıcı olmalıyız. Namazla aralarına mesafe koyucu değil.

      Sil
  9. allah razı olsun saliha abla ben namaz kılarken kendimi tam olarak namazımın maneviyatına veremiyorum bundan çok büyük bir üzüntü duyuyorum :( dikkat dağınıklığım var ondan mı kaynaklanıyor diye içimden geçirmiyor değilim abla bununla ilgili söyleyeceklerin benim içibn çok önemli bir yol gösterirsen çok mutlu olurum .Namazı hakkıyla kılanlardan eylesin rabbim hepimizi. Amin amin amin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiiin Gönül kardeşim. Herbirimiz senin şikayet ettiğin konudan kendimizce şikayetçiyiz. Rabbim gönüllerimizi ve zihinlerimizi kendine hakkı ile yönlendirsin. Bu teknoleji çağında duyularımızın her an bir çok akıma maruz kaldığı bir zamanda huşuyu yakalamak günümüz insanının en büyük problemi. Bu konuda güzel bir yazı yazılabilir aslında Gönül kardeşim. Rabbim kolaylık versin.
      Ne yapabilirize gelince: öncelikle namazlarımızın Allah Resulünün sünnete uygun olup olmadığına dikkat edebiliriz. Namazımızın kaçta kaçı Allah Resulünün namazına uyum sağlıyor. Çünkü o bize kendisini nasıl namaz kılıyor görüyorsak öyle kılmamızı emrediyor. Huşuyu yakalamanın en birinci şartı sanırım yaptığımız amelin doğru olması yani sünnete uygun olmasıdır.
      Bunun yanısıra namazda huşuyu artıran sebepleri araştırıp öğrenebiliriz.
      Namaza başlamadan önce kendimizi zihnen hazırlayabilmek için zaman ayırabiliriz.
      Namazda okuduğumuz ve okuyacağımız surelerin ve duaların türkçe anlamlarını okuyup öğrenebilir, namazda o sureleri okurken anlamlarını düşünebiliriz.
      Namazda alemlerin sahibinin önünde ve huzurunda olduğumuzu hayal etmeye çalışabiliriz.
      Bunun gibi daha birçok şey yapılabilir Gönül kardeşim. Rabbim namazlarımızı Rabbimize en güzel şekilde yükselen namazlardan kılsın.

      Sil
  10. Selamun Aleykum ve Rahmetullah ablacım

    Yazılarını okuyorum demiştim ya bu yazıyı şaşkınlıkla okudum. SubhanAllah! Bilmediğim ne çok şey varmış meğer. Senden öğrenecek çok şey var bilgine hayranım. Bazen akrabalar oluyor ya da birkaç kişi, konu açılıyor, senden öğrendiklerimi anlatıyorum aklımda kalan Hadis-i Şeriflerle ya da Ayetlerle..Şaşırarak bakıyorlar nasıl konuştun toparladın, ne güzel anlattın diyorlar. Öğretmenimin sen olduğunu bilmiyorlar tabii :) :)

    Eveet sorularım geliyor :). Okudukça aklıma bazı konularda sorular takıldı.

    Ben, yatsı namazının ilk sünnet diye kıldığımız 4 rekatın olmadığını bir yerde okumuştum fakat iki satır bir yazıydı üstünde durmamıştım o zaman. Araştırmayı da unuttum. Bazen kılmıyordum vicdanen kendimi huzursuz hissediyordum. Dediğin gibi abla sanki farz namazlar gibi algılıyoruz. İnan kılmadım diye bazen 1-2 gün aklımdan çıkmıyor.

    "Her kim, bir gün ve gecede, (farz namazlar dışında), sabah namazının farzından önce iki rekât, öğle namazının farzından önce dört rekât, öğle namazının farzından sonra iki rekât, akşam namazının farzından sonra iki rekât ve yatsı namazının farzından sonra iki rekât olmak üzere on iki rekât(nâfile) namaz kılarsa, cennette onun için bir ev yapılır." (Tirmizî; hadis no: 380.

    Abla merak ettim burada neden ikindinin sünneti yok acaba? Elbette biz ekleme çıkarma yapamayız olduğu gibi aktarırız Hadisi ama merak ettim sadece :)

    (2961)- İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
    "İkindiden önce 4 rek'at nafile kılan kimseye Allah rahmetini bol kılsın."
    (Ebû Dâvud, Salât: 297, (1271); Tirmizî, Salât: 318, (430)

    Hadisten anlaşıldığı üzere ikindinin sünneti var. Benim kafam şu Hadiste karıştı.

    Neseî’nin Hz. Ali’den rivayetine göre, “Rasulullah (s.a.v.) ikindi namazının farzından önce 2 rekât kılardı.”
    (Neseî)

    Şimdi buna göre biz ikindi namazının farzını kılmadan önce sadece iki rekat namaz kılabilir miyiz? Ya da dilersek daha fazla kılabilir miyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu Büşram..
      Rabbim sizin gibi genç kardeşlerimizi daha ilimli daha donanımlı yapsın Büşram. Doğru menhecle öğrenilen ilim çok başkadır Büşram kendini dinlettirir. Çünkü bu şekilde öğrenilen bilgiyi kişi nereye nasıl koyacağını bilir. Kişinin kendisinede etrafındakilerede fayda sağlar. Rabbim hepimize bilgininde hayırlısını öğrenmek nasip etsin.
      Büşram illa bazen bir konuyla alakalı tüm ayrıntılar sadece bir hadisde gelecek diye birşey yok. Bir konu çoğun zaman sadece bir hadisle değil bir çok hadisle anlatılmış olabilir. Biz ancak hangi konuyu öğreniyorsak o konu ile alakalı tüm hadisleri okuduğumuzda doğru bir tesbitte bulunmuş oluruz.
      İkindi namazının sünnetine gelecek olursak bu hususdaki hadisler kendi uzamanları yani hadis alimleri tarafından zayıf olarak görülmüş. Yine bu hadislerin zayıf olmadığını söyleyen alimlerde var. Yani bu husus alimler arasında ihtilaflı bir konu. Bu sebeple en güzel yapılacak şey kişi illa ikindiden önce nafile kılmak istiyorsa ezan ile kamet arasında kılınan iki rekar nafileyi kılsın deniyor.
      İkindi namazından önce kılacağımız iki rekat namaz ezan okunur okunmaz kılınması gereken bir namaz. Bu şekilde kılabiliriz tabii. daha fazla kılamayız. Hepimiz için sünnet yeterli olması gerekir.

      Sil
  11. (Devamı)
    Abla bazen ben çok yorgun oluyorum. Namaz kılacağım zaman da şeytan daha bir yorgunmuşum gibi telkin veriyor galiba öyle hissediyorum. Sünneti kılmayayım diyorum mesela ikindi namazı. Namaz bittikten sonra kendimi daha iyi hissediyorum ve sünneti de kılsaymışım dediğim oluyor. Ama farz namazdan sonra kılamayız değil mi? Aslında şunu sormak istiyorum. İlla bir sıralama mı var? Ben sünneti kılmayıp farza geçtiysem daha o sünneti kılamaz mıyım? Onun yerine başka nafile namaz kılsam olur mu? Eğer oluyorsa onlar da günde 12 rekata tamamlanan nafileler için sayılır değil mi?
    Şeytan bazen öyle bir vesvese veriyor ki atamıyorum kafamdan. Niye o namazı kılmadım kılsaydım diyorum.

    Biz öğlenin sünnetini terk edebiliyor muyuz? İlk dört rekatı ya da iki rekatı. Aynı şekilde akşam namazının ve sabah namazının sünnetini de terk edebilir miyiz? Ben bu zamana kadar sadece ikindinin sünneti ve yatsı namazının ilk dört rekat olan sünnetini (gerçi o da yokmuş galiba, yani zayıfmış hadis) terk edebiliyoruz diye biliyordum. Acaba doğru mu biliyorum merak ettim.

    Abla sen çocuklarını namaza alıştırırken önce farzlara mı alıştırdın. Evli falan değilim de bileyim yine de lazım olur belki :). Eğer önce farzlara alıştırdıysan nafilelere alışmaları zor olmadı mı?

    Son olarak dinimizde hangi namazlar var ve nasıl kılınıyor bir gün onunla ilgili yazı yazabilir misin rica etsem. Çünkü kafam iyice karışıyor herkes bir namaz adı söylüyor. Beni en çok üzen şeylerden birisi de ben teravih namazını kılmayı hiç bilmiyorum. Küçükken camide hoş olmayan bişey olmuştu o gün bugündür hiç kılmadım teravih namazı ve niyeyse bana çok zor bir namaz gibi geldi. Çünkü öyle yansıtıldı. Kılınması çok mu karışık kılmak istesem nasıl kılabilirim. Hep çekindiğim için kılmadım araştırmaya da korktum öğrenemem diye.

    Cemaatle kılmasak, ki zaten bir cemaat de yok ortada (çevremde). Kendim kılsam daha mı az faziletli olur?

    Abla Allah senden razı olsun yazılar çok güzel ve bilgilendirici. Şimdi başka yazıya yorum bırakacağım inşaAllah :) Çok soru soruyorum ama sen de biliyorsun ki çok şey bilmiyorum. Hoş, sen soru sorulmasını da seviyorsun :) Ben öğrenmek sen öğretmek istiyorsun. Benden sana çok çalışkan ve iyi bir öğrenci olur -inşaAllah- demedi deme :P :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur Büşram. Allah Resulude bazen adeti üzere kıldığı nafileleri herhangi bir sebepden dolayı kılamadığında daha sonra onları kaza ediyor. Mesela öğlenin ardından kıldığı nafileyi bir heyetle görüşmesinden dolayı kılamıyor. Bu sebeple ikindiden önce onu kılıyor.
      Güzel kardeşim nafileler hiç bir zaman farz gibi algılanamaz. Farzlar terkedilmesi kesinlikle caiz olmayan namazlardır. Nafileler ise kişinin kendi isteği ile kılacağı namazlardır.
      ben çocuklarımı farzlarla alıştırdım Büşram. Farzın ehemmiyetini öğrettim. Her fırsatta da nafilelere teşvik ediyorum. Nafile kıldıklarında kendi istekleri ile yaptıklarından dolayı çok büyük bir sevinç duyuyor ve mutlu oluyorlar. Hamdolsun bu güne kadar kendilerini bildiklerinden beri bir gün olsun namaza çağrıldıklarında isteksizlik göstermediler. Rabbim hepimizin çocuklarını ve onlardan devam edecek nesillerimizi namaz kılanlardan eylesin.
      Teravih namazı iki rekatta bir selam vererek kılanan ve toplamı sekiz rekat olan bir namazdır. Evinde tek başına da kılabilirsin. Kardeşinle veya ailenle birliktede kılabilirsin Büşram. Teravih namazının karışık hiçbir yeri yok Kardeşim. Sabah namazının ünneti gibi iki rekatlık namazlar kılacaksın. Sekiz rekatı bu şekilde kıldıktan sonrada 3 rekat vitir kılabilirsin. Vitiri nasıl kılacağını vitirle ilgili yazıya bakabilirsin Büşram.
      Rabbim bu öğrenme isteğini hiç gönlünden almasın. Hayatın bayınca talebe olmaktan bıkma inşaAllah.

      Sil