13.6.14

MÜZİK Mİ KUR'AN MI?

Selamun aleykum kardeşlerim…

İnsanoğlu kendi içinde çok çeşitlilik arzeden bir varlık malumunuz. Yeryüzündeki insan sayısı kadar değişik karakter, düşünce ve fikirler mevcut. İnsan yapısının farklılığı tabi ki çeşitlilik adına güzel. Yoksa her birimiz tek tip yapılara sahip olsaydık herhalde hayat çekilmez olurdu. 

Bu çeşitlilik yaşama dair kurallarda gündeme gelseydi nasıl olurdu peki? 
Mesela herkesin yalan  anlayışı başka olsaydı, haya anlayışı, ibadet anlayışı, sevgi, korku anlayışı? Bence, sence, falancaya, filancaya göre derken içinden çıkılmaz bir hal alırdı bu durum herhalde.

Yüce yaratıcımız 75 trilyon hücreden oluşan insanı özenle yaratmış ve aynı özenle insanın dünya ve sonsuz hayatı için en güzel yaşam kurallarını belirlemiştir. Sizinde malumunuz üzere bir eserin neye ihtiyacı olduğunu en iyi o eseri yapan bilir. 

“Zaten yaratan yarattığını hiç bilmez mi? O,  lâtiftir; her şeyden hakkıyle haberdârdır. (Mülk 14)
Bu Rabbimizin emrettigi en büyük şeyden en küçüğüne kadar böyledir. Rabbimizin her emrinde ve yasağında bizim için sayısız hikmetler vardır.

Kardeşlerim, müslümanlar yaşamlarında Rablerinin yasakladığı içki, kumar, zina gibi ameller ile aralarına hep mesafe koyup bu çirkin fiillerden kendilerini korumaya çalıştılar. Fakat tüm bunların ikiz kardeşi olan müzik konusunda malesef aldandılar. İslam alimlerinin şeytanın Kur’an’ı, yani sesi dediği müziği hafife aldılar. Bundan bir zarar gelmez sandılar. Zaten insan ne zaman bir şeyi küçük gördü önemsemedi, şeytan o zayıf yanından yaklaşıp insanı yendi. 

Müslümanlar olarak şunu çok iyi bilmeliyiz ki müzik her dönemde Kur’an’ın alternatifi olarak sunulmuştur. Bu Mekke döneminde de bu amaçla kullanılmış, bu günde bu amaçla kullanılmaktadır.
Mekke döneminde müziğin  bu amaçla kullanıldığını Yüce Rabbimiz bize ayetleri ile haber vermektedir. 

Allah subhanehu ve teala Lokman suresi 6.ayetinde söyle buyurmaktadir: 

"İnsanlar arasında bilgisizce Allah yolundan saptırmak için gerçeği boş sözlerle değişenler ve Allah yolunu alaya alanlar vardır. İşte horlayıcı azab onlar içindir.“


Bu ayetin tefsirinde Ibni Cerir et-Taberi sahih olarak söyle nakleder: 
İbni Mesud radıyallahu anh‘a  ´insanlardan bazıları boş sözü satın alır´ ayetindeki ( Lehve’l-Hadis ) ifadesini sordum, O’da ´Allah‘a yemin olsun ki o, şarkıdır ( müziktir ) cevabını verdi.

Başka bir rivayette İbni Mesud radıyallahu anh bu soruya cevaben “arka arkaya üc kez tekrar ederek kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki bundan maksat şarkı (müzik) dir“ cevabını verdi.

Tefsir alimlerinin büyüklerinden Mücahid’de bu görüşü savunarak şunları ilave etmiştir. “Ayette geçen ( Lehve’l Hadis ) den maksat para karşılığında şarkıcı erkek veya kadın satın almak, yahut onları dinlemek ve her türlü eğlencedir.“ (Ibni Cerir et-Taberi, Kurtubi)

Allah Resulu’nun “Allah’ım bunu dinde fakih kıl, Kur’an’ın tevilini ( tefsirini ) öğret diyerek“ özel dua ettiği İbni Abbas ( radıyallahu anh ) bu ayet hakkında “şarkıcı kadın satın almak, şarkı söylemek ve dinlemektir“ demistir. (Ibni Cerir et-Taberi, Kurtubi)

Bu alim sahabelerden baska onlarin talebeleri olan tabiin alimlerinden Mücahid, Hasan Basri, Said b.Cubeyr, Katade, Nehai, Ikrime, Meymun b.Mihran, Mekhul, Amr b.Suayb ve daha baskalarida bu görüstedirler. (Ibni Cerir et-Taberi, Kurtubi)

Allahu Teala ayeti kerimesinde bir alışverişten bahsetmekte ve bunun Kur’an ayetleri karşılığında boş şeylerin ( çalgı, şarkı, eğlence v.s ) tercih edilip onların satın alındığını haber vermektedir. Bu husus hakkında Tabiin imamlarından Katade ( rahimehullah ) şöyle demektedir: 

"Vallahi kişi herhalde bu değişim için herhengi bir mal harcayacak değildir. Fakat onun satın alınması, kişinin onu sevmesidir. Kişinin batıl sözü hak söze, zarar vereni fayda verene tercih etmesi sapıklık olarak ona yeter." (Ibni Kesir)

Kardeslerim, Lokman suresi 6. Ayetinin iniş sebebi şu olaydır: 
Mekke müşrikleri ellerinden geleni yapmalarına rağmen Allah Resulü’nün mesajını engelleyemeyince müşriklerden Nadr b.Haris Kureyşlilere şöyle demişti: 

“ Bu adama karşı çıkma yolunuz sizi bir yere götürmez. O sizin aranızda yaşamaktadır. Şimdiye kadar ahlaken en iyi olanınızdı. Aranızda yaşayan en doğru, en dürüst, en emin kişi oldu daima. Siz tutmuş onun bir kahin, sihirbaz, şair ve mecnun oldugunu söylüyorsunuz. Size kim inanir?

Ahali, bir kahin nasil konusur bilmiyor mu?

Bir şairin, bir mecnunun halini ayırt edemez mi?

Bu ithamların hangisini Muhammed’e yamayabilirsiniz ki?

Bakın! Ben size onunla nasıl başedeceğinizi söyleyeyim. Sonra Mekke’den ayrılıp Irak’a gitti. Oradan İran kisraları, Rüstem ve İsfendiyar’la ilgili masalları, hikayeleri derleyip, halkın dikkatini Kur’an’dan ayırmak ve onları masallarla uyutmak için masal ve hikaye anlatma partileri düzenlemeye başladı.  ( İbni Hişam )

İbni Abbas’ın rivayetine göre  Nadr b. Haris bu amaçla şarkıcı kızlarda getirmişdi. Bir kimsenin Allah Resulünün anlattıklarının etkisi altına girdiğini işittiği zaman, şarkıcı bir kızı “onu yedir içir, şarkınla öyle ağırla ki diğer taraftan kopup seninle hemhal olsun diyerek o kişiye gönderirdi. (Kurtubi tefsiri)

İslamiyyetin gelişinden günümüze dek küfür ve şer odaklarının baş vurduğu yöntem nasılda aynı kardeşler! Tarih buna sahitlik etmisdir. Günümüzde de fesadın, fitnenin elebaşları, sıradan insanları sanat ve kültürel faliyetler adı altında eğlence ve müzikle öylesine sarhoş hale getiriyorlar ki kendilerine gönderilmiş olan Allah'ın kitabını okumaya, dinlemeye, ebedi hayatlarını kurtarmak için gerekli olan bilgiyi öğrenip uygulamaya, yaratılışlarının gayesini düşünüp bunun cevabını bulmaya zaman ve istekleri kalmıyor.

Aslında bu yöntem en başta şeytanın bir yöntemidir kardesler. 
Allah subhanehu ve teala Ademe secde etmesini emrettiğinde şeytan bu emre karşı gelince onu huzurundan kovmuş ve şeytanın kıyamet gününe kadar mühlet isteğini kabul etmiştir. Rabbimiz bunun üzerine seytana söyle buyurmustur: 

“Haydi git. Onlardan her kim sana uyarsa muhakkak cehennem sizin cezanızdır. Hemde tam bir ceza.  Sesinle onlardan gücünün yettiğini yerinden oynat ( titret ). (Isra 63-64)

Nisaburi "Vedehul Burhan" isimli tefsirinde şöyle der: Ayette ki sesten maksat çalgı telleri, ney, düdük, kaval, klarnet türü şeylerle şarkı türkü söylemektir. (Vedehu’l Burhan.Nisaburi)

İbni Abbas ayette gecen sesi şarkı, çalgı aletleri ve eğlence olarak tefsir etmistir. (Ibni Kesir)

Şeyh Salah bir hutbesinde söyle der: "Ey müslümanlar! Müzik şeytanın sesidir. Şeytan onunla insanoğlunu günahlara ve isyana teşvik eder. Bütün müslümanların üzerine düşen ondan sakınmak ve ondan yüz çevirmektir“ ve akabinde yukarıdaki ayeti okur.

Bu ayetten de anlaşılıyor ki şeytanın Allah’ın kullarını onun yolundan saptırmak için kullandığı en büyük silahlardan biri çalgı aletleri ve eşliğinde söylenen şarkılar, bunların bulunduğu eğlenceli ortamlardır. Böyle ortamlar, insanları her kötülüğü yapmaya sevkeden en müsait yerlerdir.

Allah azze ve celle Necm suresi 61. Ayeti kerimesinde şöyle buyurur: 

“ Siz şimdi bu Kur’an’amı şaşıyor sunuz? Gülüyor sunuz da ağlamıyor sunuz. Gaflet içinde oyalanıyor sunuz.”

İbni Abbas “gaflet içinde oyalanıyor sunuz” ayetini şarkı ve müzikle oyalanıyor sunuz diye tefsir etmişdir.

Ayette geçen “Gaflet içinde oyalanıyor sunuz” ( samidun ) kelimesini alimler müzik, şarkı olarak tefsir etmişlerdir.

Kardeşlerim, Resulullah sallahu aleyhi vesellem Kur’an’ın bütün ayetlerinde olduğu gibi bu mevzu ile alakalı yukarıda geçen ayetleri de bize sözleri ve yaşantısı ile en güzel bir şekilde açıklamıstır.

Kardeşlerim iyi bilin ki, Allah subhanehu ve teala Resulüne de emretme ve yasaklama yetkisi vermiş ve ona uymamızı, itaat etmemizi bize emretmiştir. 
Allah Resulu sallahu aleyhi vesellem çalgı aletleri, şarkı ve bunun gibi eğlencelerin müslümanlar tarafından benimsenip rağbet görmesini kıyamet alameti olarak haber vermektedir.

Ebu Hureyre'den merfu olarak rivayet edildiğine göre Peygamber sallahu aleyhi vesellem söyle buyurdu: 

“Kıyamete yakın bir zamanda, ümmetimden bir topluluk maymun ve domuz suretine tebdil edilecekler ( çevrilecekler ). Sahabiler sordular: 
"Ey Allah’in Resulu! Senin Allah’ın Resulu olduğuna ve Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ediyor mu olacaklar?
Resulullah sallahu aleyhi vesellem: Evet! Hem namaz kılıyor, hem oruç tutuyor, hemde hacca gidiyor olacaklar. Sahabiler sordular: 
O zaman niçin maymun ve domuz suretine çevrilecekler?
Peygamber sallahu aleyhi vesellem: 
“Onlar çalgı aletleri, müzisyenler, defler edinip içki içecekler. Sonra eğlenceleri ve içkileri üzerine yatacaklar. Maymun ve domuz suretinde sabahlayacaklar. (Ibni Ebiddünya. Hasendir.)

Sahih-i Buhari’de Hişam b.Amr’dan merfu olarak şöyle bir hadis nakledilir: Allah Resulu sallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

“ Ümmetimden bazı kimseler çıkacaktır. Bunlar zina etmeyi, ipekli elbiseler giymeyi,  şarap içmeyi, def, dümbelek, ud, tanbur, v.s ile eğlenmeyi helal kabul edeceklerdir.

Allah Resulünün hadislerine dikkat edecek olursak müzik dinlemeyi zina etmekle yan yana zikretmektedir. Bizim Allah Resulünden öğrendiğimiz diğer bir husus da zinanın çeşitleri olduğu ve her uzvun (organın) zinadan nasibi bulunduğudur.

Allah Resulu sallahu aleyhi vesellem söyle buyurmustur: 

"Muhakkak Allah (C.C.) Adem oğlunun üzerine zinâdan nasibini yazmıştır. Şüphesiz bu zinâya yetişicidir. İşte gözlerin zinası, bakmaktır. Kulakların zinası, işitmektir. Dilin zinası; konuşmaktır. Elin zinası, tutmaktır. Ayağın zinası, yürümektir. Kalb, (o fenalığı) arzu ve temenni eder. Fercde onu (zinayı) tasdik eder veya tekzib eder " (Buhari, Müslim)

İmam-ı Ahmed Müsned’inde, Ebu Davud’da sünen‘inde rivayet ederler:  Allah Resulu sallahu aleyhi vesellem söyle buyurmustur: 

“Allah ümmetime içkiyi, kumarı, kube, dümbelek, kopuz, Tambur gibi çalgı aletlerini ve gubeyrayı ( darıdan yapılan bir içki ) haram kılmıştır. Akla sarhoşluk veren her şey haramdır.”

Dikkat edin kardeşler! Peygamber sallahu aleyhi vesellem "Allah ümmetime yasakladı" demektedir. Ve çalgı aletlerini içki ile birlikte anıp akla sarhoşluk veren her şey haramdır buyurmaktadır. 

Müziğin aklı nasıl etkisi altına alıp adeta sarhoş ettiği günümüzde apaçık ortadadır.

Enes radıyallahu anh Resulullah  sallahu aleyhi vesellem’den şöyle rivayet etmiştir: 

"Bu ümmet içerisinde yere batırılma, kazf (iftira atma), ve hayvana dönüştürülme olacak. Bu içki içtiklerinde ve kadın şarkıcılar edinip müzik aletleri çaldıklarında olacak." (Tirmizi, Elbani Silsiletul Sahiha)

Rabbimizin O’nda sizin icin en güzel örnekler vardır dediği  Allah Resulu sallahu aleyhi vesellem’in sünnetinde düğün ve bayram gibi eğlenceye izin verilen zamanlar dışında eğlence için özellikle zaman ayırdığına dair O’nun hayatını anlatan siyer kitaplarında bir konu ve rivayet yoktur. Allah subhanehu ve teala onu peygamberlikten önceki hayatında dahi böyle fiiller işlemekten korumuştur.

Hanefi, Safii, Maliki ve Hanbeli mezheplerinin meşhur olan görüşlerine göre ud, tanbur, saz, davul, zurna ( kaval ve benzerleri ), rebab ve buna benzer telli aletler, ney ve bütün üflemeli aletleri kullanmak haramdır. Bunları dinlemeye devam edenin şahitliği kabul edilmez.

Müzik konusunda en şiddetli görüşe hanefi alimleri sahiptir. Hanefiler her türlü müzik aletinin ve bunları dinlemenin haram olduğunu, bunun fasıklığı gerektiren bir fiil olduğunu, ve bunları dinlemeye devam edenlerin şahitliğinin kabul edilmeyeceğini söylerler.

İmam-ı Malik’e müzik hakkinda sorulunca "onu bizde fasıklar dinler" demiştir.

İmam-i Şafii ise şöyle demiştir: "Bağdat'ta zındıkların icad ettiği ve cehri zikir olarak isimlemdirdikleri bir şeye rastladım. Onunla insanları Kur’an’dan alıkoyuyorlar." 

İbni Kayyim İmam-ı Şafii’nin sözleri hakkında der ki: "Şafii’nin cehri zikir hakkındaki görüşü bu şekilde ve değerlendirmesi onun Kur’an’dan alıkoyduğu yönündedir. Varın günümüzdekileri siz düşünün!"

İmam-ı Ahmed ise şöyle demiştir: "Müzik kalpde nifak bitirir. Bu bir bid'attir. Bu tür kimselerle oturmamak gerekir."

İbni Mesud radıyallahu anh’dan şöyle rivayet edildi:

"Su ekini yeşerttiği gibi, şarkıda kalpde münafıklığı yeşertir. Zikir ( Kur’an ) ise suyun otu yeşerttigi gibi imanı yeşertir.

Genel olarak şarkı ve müzik konusu zamanımızın en büyük fitnelerindendir. Müzik ve müzik aletleri kötülüğün elçisi, halkların uyuşturucusu, toplumların oyalayıcısıdır. Bu hastalık uzun süre nesilleri ve milletleri uyuşturdu. Uygarlığını ve başarılarını elinden aldı. Eğlence duygusunu artırdı. Nefisler yiyeceği ve içeceği sevdiğinden daha çok onu sevdi. Öyle ki insanlar onunla sevdi onunla buğzetti ( kızdı ).  Tarih şarkı ve müziğe dalan her milletin mutlaka zayıflığa, çözülmeye ve ahlaki bozulmaya uğradığına şahit oldu. Roma, Fars milletlerinde ve Osmanlı'da da görüldüğü gibi. ( Merak edenler Osmanlı'nın son dönemlerini araştırabilirler) Bu şarkı ve müzik dinlemenin nefislerinde sürekli bir tembelliğe yol açması ve şehvetleri artırması nedeniyle gerçekleşti. Böyle kimselere mesuliyet ağır gelir, eğlenme arzusu güçlenir. Dünya hayatı ve onun lezzetleri nefse hakim olur. Ahiret ve onun için çalışmak unutulur. Rabbim bizi unutanlardan eylemesin. Amiiin.

Konuyu toparlayacak olursak kardeşlerim, bu delilleri çoğaltmamız mümkündür. Ben sadece burda sizi sıkmamak için bir kaçını zikrettim. Kim ne fetva verirse versin, her ne söylerse söylesin Allah ve Resulünün sözleri uyulmaya en layık olandır. Hiç kimsenin sözünü Onların sözüne değişmememiz imanımızın gereğidir. Her ne kadar başkalarının sözü bizim hoşumuza gitse de.

Günümüzde yanlış algılanan konulardan biride müziği Allah'ı hatırlatan ve Allah'tan uzklaştıran olarak iki kategoride değerlendirmekdir. Allah'ı hatırlatan veya uzaklaştıran müzik diye bunu ikiye ayırmak içerik olarak doğru olsada, Allah'ı hatırlatan kısmına giren müzik, çalgı aletleri eşliğinde olduğundan dolayı haramdır. Çünkü yukarıdaki hadisde geçtiği üzere bütün çalgı aletleri sayılarak "Allah ümmetime bunları yasakladı" buyurulmuştur. 

Ve yine aynı yanılgıya düşülerek genellikle düğünlerde sadece bayanlar arasında olmak şartı ile çalgı aletleri eşliğinde dinlenen müziğin bir sakıncası olmadığı düşünülmekte kardeşlerim. Bu da aynı hadisin hükmü içerisine girdiğinden caiz değildir. 

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve âhiret gününe inandığınız takdirde, onu, Allah'a ve Peygambere arzedin. Bu, netice itibariyle daha hayırlı ve daha güzeldir. (Nisa 59)

Saliha Yıldız...

4 yorum:

  1. allah razı olsun ablacım,çok etkileyici bir yazı olmuş.istifa edenleri çok olur inşaALLAH

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amiin kardeşim ecmain. Rabbim hepimize bu konuda nefislerimize söz geçirebilmeyi nasip etsin.

      Sil
  2. Canim senin sitenin adresini kaybetmistim .Bugün Cahide nin sitesinde görünce cok sevindim kaydettim .InsaAllah takip edecegim.Allaha emanet ol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar hoşgeldin Mehtap ablacım. Bende senin ismini görünce çok sevindim. Seni misafir etmekten mutlu olurum Mehtap ablacım her zaman beklerim.

      Sil