14.6.14

UNUTMA! SENİ YOKTAN VAR EDEN, YAŞATAN, ÖLDÜRÜP TEKRAR DİRİLTECEK OLAN VE SENİ HESABA ÇEKECEK OLAN BİR YARATICIN VAR...



Burada ne yapıyoruz? 

Biz nereye gidiyoruz? 


Sanki her sabah uyandıktan sonra bize "Şovumuza hoşgeldiniz." denir gibi. Sakın sorular sormaya kalkma. Kalabalığı takip et. Çok çalış ve parasız kalmamak için elinden ne geliyorsa yap. Televizyonun sana söylediği herşeyi yap.  Saç stillerini, kıyafetleri,  hepsini taklit et. Ve çok düşünme.  Sana ne deniliyorsa sadece onu yap. Sana herşey çok ağır ve zor geldiğinde ise kendini alkole ver. 


Hala mı kafandaki sesleri duyuyorsun? O zaman radyoyu aç. Cinselliğin,  uyuşturucunun ve Rock n' Rollun yaşam stili öğrenebildiğin ve öğrenebileceğin yegane şey.   Fakat benim bir şeyi öğrenmem gerek. Tüm bu döngüde büyümek ve yaşlanmaktan daha fazlası olması gerekmez miydi? Yaşamak, ölmek ve başkalarına geçecek bir miras bırakmak.  Ben ruhumla bir kumar oynamak ve riziko almak için cesaretli değilim. Işte bu yüzden  mezarım üzerime kapanmadan cevabı gerçekten öğrenmem gerek. 

   
Tüm bunlar hayat ile ilgili basit sorular. Ve ben yalnızca cevapları aramaktayım. "Burda ne yapıyorum?" veya "Hayatın anlamı ne?"  "Neden buraya geldik?"  "Bizi kim böyle mükemmel hale getirdi?"  "Ve biz buradan ayrılınca neler olacak? " veya "Bu hayatı yaşamaya değer mi?" Kendimize bir cevap bulamadığımız bu sorular... 
Çünkü "Hayatın anlamı yok." demek daha kolay geliyor. "Varlığımız doğal bir olay." deyivermek. 

Peki burada sana şunu sormama izin ver: Kendini kendin mi yarattın? Ya da seni bu hale getiren başka birisi miydi? Ne yazikki tüm bunları farketmekten aciz görünüyorsun. 


Hatasız ve örneksiz olan sen yüksek bir zekanın,  yüksek bir anlayışın ürünüsün halbuki. Ve ben gerçekten akli ve gerçekçi konuşuyorum. Dünyada gözün dirayetine yakın hiçbir kamera yok.. Veya hiçbir bilgisayar yok ki insan beyni ile boy ölçüşsün. Fakat tüm dünya bir araya gelse, evet hepimiz bir araya gelsek, bir sineği bile yaratamazdık... Ne kadar da çok işaret var. Ve sen hepsini inkar ediyorsun.  


Bilim bir "hiç" ten tüm bu her şeyin geldiği fikrini haklı çıkarmaya çalışıp duruyor. Halbuki hesap çok basit: 0+0+0 hiçbir zaman 1 yapamaz. Tüm bu sistem nereden geliyor? Çünkü bir yapanı, bir başlangıcı,  bir "yaratıcı" sı var... Demek istediğim, eğer şu an bu videoyu izleyebiliyorsan, bu birisinin "yükle" tuşuna tıklaması ile mümkün olabildi. Bu yüzden büyük patlamaya inanabiliriz. Halbuki büyük patlamaya inanacağımıza, o patlamaya sebep olana inanmalıyız.  

ALLAH... Her şeyin ve tek tek her ruhun yaratıcısı.. Sonsuz, ölmeyen, alemlerin Rabbi, güç sahibi.. Yarattıklarından farklı,  akledebileceğimizinde üzerinde. Ve HAYIR! O ne bir insandır ne de bir eşi vardır. O tektir. Ve HAYIR! O bizi hiçbir zaman başı boş ve yalnız bırakmamıştır. Tüm imal edici, üreticiler gibi bize kullanma kılavuzları vermiştir: Kur'an ve Sünnet.


Sona atladığım için beni affet. Fakat bu tek akli seçenek. İlahın tek akli açıklaması yalnız ve tek olan ilahtır. "De ki: O Allah'tır. Tektir." (Ihlas, 1) O herşeyden yücedir. "Allah samed'dir. Doğurmamış ve doğrulmamıştır." (Ihlas, 2-3)  

İçeriğinde sıfır çelişki olan, hem bilimsel hem de tarihi mucizelerin olduğu bir kitap... 1400 sene önce indirilen bir kitap...  İnsan embryosunun kesin anlatımı gibi. "Sonra o suyu bir 'alaka' haline getirdik." (Mu'minun, 14)

"Kur'an'daki embryo betimlemesinin 17. Yüzyılın bilimsel kazanım temellerine dayanması imkansızdır. " (Bir bilim adamı) Ve bir direk vazifesi gören dağlar. "Yeryüzünü bir döşek ve dağları da sağlam birer kazık yapmadık mı?" (Nebe, 7)

Veyahutta sularının buluşupta karışmadığı denizler.. "O, birinin suyu lezzetli ve tatlı,  diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır." (Furkan, 53)  

Gezegenler, yıldızlar gece ve gündüzün değişimi. "O, geceyi, gündüzü,  güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler." (Enbiya, 33)

Ve herşeyin sudan yaratılması... "Ve Allah tüm canlıları sudan yarattı." (Nur, 45)

Geçmişten hikayeler ve Firavun. "Biz de bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için kurtaracağız." (Yunus, 92)

İnsanın halden hale getirildiği o su. "Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. Bu su bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar." (Tarık,  6-7)

Tüm bunların tek bir kelimesi bile değişmedi ve değiştirilmedi. Bana nasıl tüm bunların olabildiğini açıkla. 1400 küsür sene önce... Ne okuyabilen ne de yazabilen bir adam...  Sadece meleğin ona vahyettiklerini tekrar eden bir adam. Ve eğer hala inanmıyorsan buna benzer bir şey getirmeyi dene. Fakat yapamayacaksın!  

Kur'an'ı, yegane mucizesini, bir hikaye ve masal kitabı olarak tanımlıyorlar. Hayatı tek bu yaşadığımız hayat olarak, istek ve arzularımızdan ibaret görüyorlar. Evet yaşayacağız, öleceğiz ve kemikler haline geleceğiz. Bitki öldüğünde yağmur yağar ve bitkinin tekrar büyümesini sağlar. Ve Allah aynısını da parmak izimizden dişlerimize kadar bizimle yapacağına söz veriyor. "Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O'na döndürüleceksiniz." (Bakara,  28)  

Biz yüceler yücesi tarafından izleniyor ve sağlığımız, gücümüz ve bize bahşettiği herşeyle imtihan ediliyoruz. Bu nedenle İNAN! 

İNAN, bir gün Rabbimize geri döndürüleceğiz ve ellerimize verilen kitaplar ile her işimiz için bir karşılık alacağız. Ve bize yine emredilecek: OKU! Iyi amelden kötü amele ve ikisi arasındakilere kadar hepsinden... "Kitabını oku! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter." (Isra, 14)   


Bana kızma, ama O'nun seni bir oyun için yarattığını mı düşündün?  

Sana kendisini araman ve bulman için koca bir ömür verdi. Ne yazıkki sen gelip geçici olan ile meşkuldün. İşte bu yüzden OKU! 

Ve inananlara müjdeler olsun!  Eğer sende inanıyorsan, OKU. Oku ki ancak hesap gününde hayatın ne anlama geldiğini çözenlerden olma. OKU!



'Videonun orjinalinden çeviri: 

      
        Zeyneb Yusra

                                      Videoyu orjinalinden dinlemek isteyenler burdan dinleyebilir:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder