Esselamu
aleykum ve rahmetullah kardeşlerim..
Rabbimizin
rahmetinin ve mağfiretinin hepimizi kuşattığı Ramazan ayının en önemli
ibadetlerinden biriside hiç şüphesiz “Teravih namazı” dır. Teravih namazı
toplumumuzda adeta Ramazan ayı ve oruç ile özdeşleştirilmiş bir ibadettir.
Aslında bu namaz Allah Resulune farz olan ve ümmetine de sünnet olan gece
namazıdır. Rabbimizin ayetlerinde bizi kılmaya teşvik ettiği ve bu namazı eda
edene çok özel mükafatlar vadettiği, onları övdüğü gece namazı.
Normal
zamanlarda gece namazını kılma hususunda gevşeklik gösterenler Ramazan ayını
daha bereketli bir şekilde geçirebilmek için aslında her zaman kılabileceğimiz
bu namaza daha bir özen göstermişler ve bu davranış bu namazın adeta Ramazana
özel bir ibadetmiş gibi algılanmasına sebep olmuştur. Ramazanda gece namazına daha
bir özen gösterilmesinin sebebide hiç şüphesiz Allah Resulunden gelen şu sahih
hadis olmuştur kardeşlerim:
“Kim
Ramazan'da inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek, O'nun rızasını kazanmak
için kıyam ederse (teravih kılarsa), geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslim)
Teravih,
rahatlamak, dinlendirmek manâsına gelen "terviha" kelimesinin
çoğuludur.
Teravih
namazı aslında dinlenerek ve rahat rahat kılınarak eda edilmesi gereken bir
ibadettir. Fakat malesef günümüzde en hızlı hangi camideki hocanın kıldırdığı araştırılıp
insanlar o camiyi tercih eder olmuşlardır.
Günümüzde
yozlaştırılmış ve ruhu sökülüp alınmış ibadetlerin biride Teravih namazıdır.
Sanki hızlı namaz kılma musabakası düzenlenmiş gibi Teravih namazları eda
edilmekte ve bittiğinde de herkes içinden derin bir ohh çekmektedir. Halbuki bu
şekilde bir Teravihi bize ne Allah subhanehu ve Teala ne de Resulu sallallahu
aleyhi ve sellem emretmemektedir. Zaten dinimiz bize asla kaldıramayacağımız ve
zorlanacağımız birşey emretmez. Bakın Ebû Hureyre radıyallahu anh Allah Resulu
sallallahu aleyhi ve sellemden şöyle diyor:
"Rasulullah
Ramazan gecelerini ihya etmeğe teşvik eder, fakat kesin olarak emretmezdi. Ve
şöyle buyururdu: 'Her kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek
Ramazan’ı ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, Müslim)
"...
Ancak kesin olarak emretmezdi" ifadesinde Ramazan
gecelerinde teravih namazı kılmanın farz olmadığı açıkça belirtilmektedir. Bu
konuda İmam Nevevî diyor ki:
"Hadisin bu kısmının manası şudur: Ramazan
gecelerini ihya etmeyi onlara vacip kılmadı ve kesin bir şekilde emretmedi,
fakat mendup ve teşvik olarak emretti". Nevevî sonra da şunu ilâve ediyor:
"Ramazan gecelerini ihya etmenin vacip değil mendup olduğu hususunda islâm
ümmeti görüş birliğine varmıştır."
"Her kim Ramazan gecelerini ihya
ederse" ifadesinin mânâsı "namaz kılarak ihya ederse" şeklinde
anlaşılmalıdır. Bu da gece namazı denebilecek mutlak namazla gerçekleşmiş olur.
Bütün geceyi namazla geçirmek şart değildir. Nevevî, "Ramazan'ı ihya etmek
teravih namazı kılmakla hasıl olur" diyor.
Toplumumuzda
ise teravih namazı adeta farz gibi algılanmakta ve oruç tutan herkesin mutlaka
teravihde kılması gerektiği, hatta kılınmazsa orucunun eksik olacağı gibi bir
düşünce yayılmaktadır. Normal zamanlarda beş vakit namazı dahi kılmayan
insanlar Ramazanda teravih kılmakta ve bayramla birlikte hepsine bir dahaki Ramazanda
tekrarlamak üzere veda etmekteler. Ramazan gecelerini en güzel biçimde
değerlendirmek mutlaka teşvik edilen ve özendirilen bir davranıştır fakat tüm
bu gayretlerin Ramazan ayıyla sınırlı kalması ve bayramla birlikte terkedilmesi
müslümana yakışmayan bir davranıştır. Halbuki Ramazan ayı geçirdiğimiz senenin bir
sağlaması şekline dönüşmelidir. Allah
Resulu sallallahu aleyhi ve sellem hakkını vererek geçirilen Ramazanın bir
dahaki Ramazana kadar işlediğimiz günahlara keffaret olacağını bize haber
vermektedir.
"Büyük
günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan,
aralarında geçen günahlara keffaret olur."
(Müslim, Tahâret 16. Ayrıca bk. Müslim, Tahâret 14, 15)
Kardeşlerim, Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan gecelerini
en güzel şekilde değerlendirmeye teşvik ettiği gibi, kendiside bu geceleri en
güzel şekilde değerlendirmiş ve bu konuda da bize örnek olmuştur. Hatta
kendisini namaz kılarken görüp arkasında onunla birlikte namaz kılan ashabıyla
birlikte teravih namazını cemaatle kılmış sahabenin bu ibadete gösterdikleri
gayretten dolayı ümmete farz olur endişesi ile daha sonraları kendi evinde
devam etmiştir. Allah Resulu vefat edip vahiy kesilince farz olma ihtimali
ortadan kalktığı için Ömer radıyallahu anh Allah Resulunun bu sünnetini tekrar
hayata geçirmiş ve o günden bu yana teravih namazı genellikle cemaatle kılına
gelmiştir.
Toplumumuzda
bazı bid’at ehli insanların Ömer radıyallahu anhın bu davranışını örnek
göstererek kendi bid’atlerini meşrulaştırma çabası içinde olduklarını görüyoruz.
Halbuki Ömer radıyallahu anh yeni birşey ortaya çıkarmamış, zaten olan ve belli
sebepden dolayı o süre içinde yapılmayan birşeyi tekrar yapılmasını
sağlamıştır.
Değerli
kardeşlerim, teravih namazı ile ilgili yapılan yanlışların belkide en önemlisi
rekatları hakkındadır. Allah Resulünün kıldırdığı teravih namazına baktığımızda
teravih namazının yirmi rekat değil 8 rekat olduğunu görmekteyiz. Allah Resulu
sallallahu aleyhi ve sellem ne Ramazanda ne de Ramazandan sonra hiçbir zaman
vitirle birlikte 11 rekattan fazla gece namazı kılmamıştır. Teravih namazının
yirmi rekat kılınmasının dayanağı zayıf hadis ve yanlış anlaşılan bir durumdur.
Aişe radıyallahu anha Allah Resulunun namazını
anlatan bir rivayette şöyle buyurmuştur:
"Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem, ne Ramazan gecelerinde, ne de başka gecelerde,
(sabah namazı hariç) on bir rekâttan fazla namaz kılmazdı. Önce dört rekât namaz
kılardı ki, o rekâtları ne kadar güzel ve uzun kıldığından hiç sorma! Sonra
dört rekâtkılardı ki, o rekâtları ne kadar güzel ve uzun kıldığından hiç sorma!
Sonra üç rekât kılardı." (Buhari, Müslim)
Şeyh Ubeydullah el-Mubârekfûrî bu konuda şöyle
diyor: “Bilinmelidir ki, teravih, kıyam-ı Ramazan, gece namazı ve Ramazan'da
Teheccüt namazı bir tek şeyin anlatımıdır ve bir tek namazın adıdır. Ramazan'da
teheccüt teravih namazından başka bir şey değildir. Çünkü Ramazan gecelerinde
Rasûlullah'ın, biri teravih diğeri teheccüt olmak üzere iki çeşit namaz
kıldığına dair sahih veya zayıf hiç bir rivayet sabit olmamıştır. Ramazan
dışındaki teheccüt, ramazanda teravihtir.”
Bedreddin el-Aynî de bu konuda kesin bir
şekilde şunu söylüyor: “Aişe radıyallahu anha'nın, "Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem, Ramazan'ın son on gününe ulaşınca diğer zamanlarda görülmeyen
bir ibadet gayreti içerisine girerdi" şeklindeki ifadesinde anlatılmak
istenen şey, namaz rekâtlarında bir artırma olmayıp, O'nun son on gündeki
namazların rukûlarını, secdelerini, kıyam ve ka'desini uzun yapmasıdır.”
Kardeşlerim görüldüğü gibi aslında Ramazan
gecelerini ihya etmedeki ölçü nicelik değil niteliktir. Ama günümüzde malesef
biz sayılara daha çok önem verir olduk. Bu konuyu bir sonraki yazıda delilleri
ile açıklıyalım inşaAllah.. Şimdilik
Allah’a emanet olun kardeşlerim. Dualarınızda kardeşlerinizide unutmamanız
dileği ile...
Aleyküm selam !
YanıtlaSilTeravih ile ilgili beklediğim yazı geldi .Allah razı olsun Salihacığım !
Annem camiye gitmekte zorlanıyor ."Anne zorlama kendini, teravih,Peygamberimizin gece namazı ,imsak vaktine kadar evde de kılabilirsin " demiştim .Elhamdülillah yanılmamışım .
Ayrıca burda 8 rekat teravih kıldırsa, imamı dövebilirler :(
Sevgi , selam ve dualarımla ...
İzmirden jale .
Bence imamlar bu işe iyi sevinir ama, amaaa..... Bende sevgilerimi ve selamlarımı gönderiyorum Jalecim. Allah'a emanet ol.
Sil