Esselamu aleykum ve rahmetullah kardeşlerim..
Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin teravih namazı ile alakalı bilgileri en sahih hadislerle size konunun uzmanından aktaracağım inşaAllah.
Son dönemin en büyük hadis alimlerinden biri olan ve "asrın muhaddisi" ünvanı ile anılan Muhammed Nasiruddin el-Elbani rahimehullahın konu ile alakalı risalesini sizinle paylaşıyorum. Rabbim faydalanabilmeyi ve amel edebilmeyi hepimize kolaylaştırsın kardeşlerim.
Hamd, yalnızca Allah Teâlâ'ya mahsustur.
RAMAZAN GECELERİNİ NAMAZ KILARAK GEÇİRMENİN FAZİLETİ
Ebu
Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem- insanları, -farz olduğunu emretmeksizin-
Ramazan gecelerini namaz kılarak
geçirmeye teşvik eder ve şöyle derdi:
'Kim, vâdettiği sevâba inanarak ve
sevâbını Allah'tan umarak Ramazan gecelerini
namaz kılarak geçirirse, geçmiş
(küçük) günahları bağışlanır.'
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem- vefât edinceye kadar durum bu şekilde
devam etti (insanlar, Terâvih
namazını cemaatle kılmayı bırakıp tek başına evinde kılmaya
devam ettiler). Sonra Ebubekir'in
hilâfeti ile Ömer'in hilâfetinin başına kadar durum bu
şekilde devam etti. (Sonra Ömer
-Allah ondan râzı olsun-, insanları Ubeyy b. Ka'b'ın
Amr b.
Murra el-Cuhenî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o
şöyle
demiştir:
"Kudâa kabilesinden bir adam,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek:
Ey Allah'ın elçisi! Ben, Allah'tan
başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâhın
olmadığına ve senin Allah'ın
elçisi olduğuna şâhitlik edersem, beş vakit namazları
kılarsam, bu ayı (Ramazan'ı) oruç
tutarsam, Ramazan gecelerini namaz kılarak geçirirsem
ve zekâtı verirsem, buna ne
dersin? diye sordu.
Bunun üzerine Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
Bu hal üzere ölen kimse, (kıyâmet
günü) sıddıklar ve şehitlerden olur." (Sahih-i İbn-i
Hüzeyme, hadis no:2212. Elbânî; "Sahihi't-Terğîb ve't-Terhîb", hadis
no:749'da hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)
KADİR GECESİ VE BU GECENİN TAYİNİ
Ramazan
gecelerinin en fazîletlisi; Kadir gecesidir.
Nitekim
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Kim, vâdettiği sevâba
inanarak ve sevâbını Allah'tan umarak Kadir gecesini namaz
kılarak geçirirse, geçmiş (küçük)
günahları bağışlanır." (Buhari)
Kadir
gecesi, en tercihli görüşe göre Ramazan'ın yirmi yedinci gecesidir ve
hadislerin
çoğu da
böyle olduğunu göstermektedir.
Bunlardan
birisi, Zirr b. Hubeyş'in rivâyet ettiği şu hadistir:
Zirr b.
Hubeyş demiştir ki:
"Ben, Ubeyy b. Ka'b'in şöyle
dediğini işittim:
Ubeyy'e:
Abdullah b. Mes'ud: 'Kim yılın
gecelerini namaz kılarak geçirir de Kadir gecesine
isâbet ederse,... denilince, bunun
üzerine Ubeyy b. Ka'b şöyle demiştir:
Kendisinden başka hakkıyla ibâdete
lâyık hiçbir ilah olmayan Allah'a yemîn olsun
ki, o gece Ramazan ayındadır.
(Ubeyy b. Ka'b ) istisnâ kıldığı
şeye yemîn ediyordu.
(Sonra dedi ki):
Allah'a yemîn olsun ki, o gecenin
hangi gece olduğunu da çok iyi biliyorum. O
gece, Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem-'in bize, namaz kılarak geçirmemizi emrettiği,
yirmi yedinci günün sabahının
gecesidir.O gecenin alâmeti; gündüzünün sabahında
güneşin şuâsız, bembeyaz
doğmasıdır." (Müslim) Bu hadis, Peygamber -sallallahu
aleyhi ve sellem-'den merfû olarak rivâyet edilmiştir.
RAMAZAN GECELERİNDE NAMAZI CEMAATLE KILMANIN MEŞRU OLUŞU
Ramazan
gecelerinde namazı cemaatle kılmak meşrû kılınmıştır.Hatta cemaatle
kılmak,
tek başına kılmaktan daha fazîletlidir. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem-'in
bizzat kendisi cemaatle kıldırmış ve Ramazan gecelerinde namazı cemaatle
kılmanın
fazîletini sözüyle açıklamıştır.
Nitekim
Ebu Zerr'in -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiği hadiste, o şöyle demiştir:
"Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem- ile birlikte Ramazan orucunu tuttuk.
Ramazan'dan yedi gece kalıncaya
kadar bize namaz (Terâvih namazını) kıldırdı. Sonra
gecenin üçte birlik bölümü
gidinceye kadar bize namaz kıldırdı. Ramazan'dan altı gün kalınca bize namaz
kıldırmadı. Ramazan'dan beş gün kalınca, gecenin son yarısı gidinceye
kadar bize namaz kıldırdı.
Biz:
-Ey Allah'ın elçisi! Bu gecede de
bize fazladan kıldırsaydın, dedik.
Bunun üzerine Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
- Bir kimse, imam namazını
bitirinceye kadar imamla birlikte namaz (Terâvih
namazını) kılarsa, o gecenin
tamamını namaz kılarak geçirmiş gibi ecir alır.
Daha sonra Ramazan'dan dört gün
kalınca bize namaz kıldırmadı.
Ramazan'dan üç gün kalınca
âilesini, eşlerini ve insanları topladı ve bize öyle bir
namaz kıldırdı ki felâhı
kaçırmaktan korktuk.
(Ebu Zerr'den rivâyet eden râvî)
dedi ki:
(Ebu Zerr'e) dedim ki:
-Felah nedir?
Ebu Zerr dedi ki:
Felah, sahur yemeğidir.
Ebu Zerr dedi devamla şöyle dedi:
Sonra Ramazan'ın geri kalan
gecelerinde bize namaz kıldırmadı."
( Sünen
sahipleri rivâyet etmişlerdir.Hadis sahihtir.)
PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEMİN CEMAATLE NAMAZ KILDIRMAYA
DEVAM ETMESİNİN SEBEBİ
Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-, Ramazan'ın geri kalan gecelerinde
sahâbeye
cemaatle namaz kıldırmamasının sebebi; gece namazı (Terâvih namazı) onlara
farz
kılınır da onlar da bunu yerine getiremezler diye endişe etmesinden dolayıdır.
Nitekim
Âişe'nin -Allah ondan râzı olsun-, Buhârî ve Müslim'in sahihleri ile diğer
hadis
kitaplarında rivâyet ettiği hadiste böyle gelmiştir.
Allah
Teâlâ,İslâm şeriatını kemâle erdirdikten sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem-'in
vefât etmesiyle bu endişe (Terâvih namazının farz kılınması endişesi) ortadan
kalkmıştır.
Ramazan gecelerinde Terâvih namazını cemaatle kılmayı terk etme gerekçesi
böylece
ortadan kalkmış ve eski hüküm; yani cemaatle kılmanın meşrûluğu kalmış oldu.
Bunun
içindir ki Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı olsun- bu sünneti yeniden ihyâ
etmiştir
(Yani
Terâvih namazını cemaatle kıldırmaya başlamıştır.) Nitekim Buhârî'nin sahihi
ile diğer
hadis
kitaplarında böyle gelmiştir.
TERAVİH NAMAZINI CEMAATLE KILMANIN KADINLARA MEŞRU OLUŞU
Kadınların
Terâvih namazında hazır bulunmaları ve namazı cemaatle edâ etmeleri
meşrû
kılınmıştır.
Nitekim
yukarıda geçen Ebu Zerr'in hadisinde böyle gelmiştir. Hatta erkeklere namaz
kıldıran
imamdan ayrı olarak, kadınlara namaz kıldıracak bir erkeğin imam olarak tahsis
edilmesi
de câizdir.
Nitekim
Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı olsun-, Terâvih namazı için insanları
biraraya
topladığında, erkekler için Ubeyy b. Ka'b'i, kadınlar için ise, Süleyman b. Ebî
Hasme'yi
imam tayin etmiştir.
Nitekim
Arfece'den rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Ali b. Ebî Tâlib -Allah
ondan râzı olsun-, insanlara, Ramazan ayının gecelerinde
Terâvih namazını kılmalarını
emrediyor ve erkekler için bir imam, kadınlar için de bir imam
tayin ediyordu.
Arfece dedi ki:
- Ben de kadınlara imam
idim." ( Beyhaki)
Ben
derim ki:
Eğer
mescit (câmii) büyük ve geniş ise ve erkeklerin imamının kıraati ile kadınların
imamının
kıraatı birbirine karışmıyorsa ve biri diğerini rahatsız etmiyorsa, kanımca bu
şekilde
yapılabilir. (Ama günümüzde mikrofon sistemi olduğu için buna gerek yoktur.)
GECE NAMAZININ REKATLARININ SAYISI
Gece
namazının rekâtlarının sayısı; onbir rekâttır.
Biz,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine uymak için gece namazının
bundan
fazla olmamasını tercih ederiz. Çünkü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellemdünyadan
ayrılıncaya
kadar bu sayıdan fazla kılmamıştır.
Nitekim
Âişe'ye -Allah ondan râzı olsun- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem'in
Ramazan
gecelerindeki namazı nasıldı? diye sorulduğu zaman o şöyle cevap vermiştir:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem, ne Ramazan gecelerinde, ne de başka
gecelerde, (sabah namazı hariç) on
bir rekâttan fazla namaz kılmazdı. Önce dört rekât
namaz kılardı ki, o rekâtları ne
kadar güzel ve uzun kıldığından hiç sorma! Sonra dört rekât
kılardı ki, o rekâtları ne kadar
güzel ve uzun kıldığından hiç sorma! Sonra üç rekât kılardı." (Buhari, Müslim)
Gece
namazını on bir rekâttan az da kılabilir. Hatta sadece bir rekât bile kılabilir
ki o
da
Vitir namazıdır. Çünkü bunun delili; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in
fiili ve
sözüdür.
Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-'in fiiline gelince:
Âişe'ye
-Allah ondan râzı olsun:
"Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- kaç rekât vitir kılardı? Diye sorulduğunda o
şöyle
cevap vermiştir:
- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem- vitir namazını, dört ve üç rekât (4+3), altı
ve üç rekât (6+3), sekiz ve üç
rekât (8+3), on ve üç rekât (10+3) olarak kılardı.Vitir
namazını, yedi (4+3) rekâttan daha
az, on üç (10+3) rekâttan daha fazla kılmazdı." (Ebu
Dâvud, Ahmed ve başkaları rivâyet etmişlerdir.)
Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-'in sözüne gelince:
Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Vitir haktır. Dileyen beş
rekât vitir kılsın. Dileyen üç rekât vitir kılsın.Dileyen bir rekât
vitir kılsın." (Ebu Dâvud, Nesâî, İbn-i Mâce ve Ahmed)
RAMAZAN GECELERİ İLE DİĞER GECELERDE KILINAN NAMAZLARDA
OKUNAN KIRAAT
Ramazan
gecelerindeki kılınan namaz (Terâvih namazı) ile diğer gecelerde kılınan
namazlarda
okunan kıraata gelince, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu, ne az,
ne de
çok olacak şekilde herhangi bir şeyle sınırlandırmamıştır.Aksine Peygamber -
sallallahu
aleyhi ve sellem-'in gece namazlarındaki kıraatı uzunluk ve kısalık bakımından
farklılık
arz ederdi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kimi zaman her rekâtta 20
âyet
olan "Müzzemmil" sûresini okurdu. Kimi zaman elli âyet kadar okurdu.
Nitekim
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Kim, bir gecede yüz âyetle
namaz kılarsa, adı gâfiller zümresine yazılmaz.Kim de bir
gecede ikiyüz âyetle namaz
kılarsa, Allah nezdinde, gece namaz kılan, ihlasa erdirilmiş
kullar zümresinden yazılır. "
(Hâkim ve Beyhakî)
Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-, hasta olduğu halde bir gece namazında
Bakara,
Âl-i İmrân, Nisâ, Mâide, En'âm, A'râf ve Tevbe sûrelerini okumuştur.
Huzeyfe
b. Yemân'ın Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in arkasında namaz
kıldığı
kıssada Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir rekâtta önce Bakara
sûresini,
sonra
Nisâ sûresini, daha sonra da Âl-i İmrân sûresini tertili ve yavaş yavaş
okuyordu.
En
sahih isnadla sâbit olduğuna göre, Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı olsun-,
Ubeyy
b. Ka'b'i, Ramazan'da insanlara terâvih namazını onbir rekât kıldırmasını
emrettiği
zaman
Ubeyy -Allah ondan râzı olsun-, namazda âyet sayısı yüzün üzerinde olan
sûreleri
okurdu.
Öyle ki onun arkasında namaz kılanlar, uzun süre ayakta kalmaktan dolayı
değnek
ve bastonlara yaslanırlar, buna rağmen arkasında namaz kılanlar, fecrin ilk
vakitlerine
kadar namazdan ayrılmazlardı!!!!
Yine,
Ömer b. Hattab'tan -Allah ondan râzı olsun- sahih olarak haber verildiğine
göre o,
Ramazan'da Kur'an okuyanları (Kurrâ'yı) çağırmış ve içlerinden en hızlı okuyana
(namaz
kıldırırken bir rekâtta) otuz âyet okumasını, orta hızla okuyana yirmi beş âyet
okumasını,
yavaş okuyana ise yirmi âyet okumasını emretmiştir.
Buna
göre bir kimse, kendi başına namaz kılıyorsa dilediği şekilde kıraatını uzun
tutabilir
(uzun okuyabilir). Aynı şekilde arkasında namaz kılan ve uzun okumasına onay
verenler
varsa, bu şekilde uzun okuyabilir.Namazda ne kadar uzun okunursa, o kadar
fazîletlidir.
Fakat gecenin tamamını ihyâ etmek için kıraatı uzun tutmada aşırıya gitmemeli,
bunu
nâdir olarak yapmalıdır.Bu konuda Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu
sözüne
uymalıdır:
"Yolların en hayırlısı,
Muhammed'in yoludur.”
Fakat
bir kimse imam ise, arkasında namaz kılanlara zorluk verecek şekilde kıraatını
uzatmamalıdır.
Çünkü
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Biriniz insanlara namaz
kıldırdığı zaman namazını hafif tutsun.Çünkü onların arasında
küçükler ve yaşça büyük olan
vardır.Yine onlar arasında bünyesi zayıf olan, hasta ve
ihtiyaç sahibi olan vardır.Biriniz
tek başına namaz kıldığı zaman, namazını dilediği kadar
uzun tutsun." (Buhari, Müslim)
GECE NAMAZININ VAKTİ
Gece
namazının vakti; yatsı namazından sonra başlar, sabah namazına kadar sürer.
Nitekim
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Allah Teâlâ, bir namazı size
fazlalaştırmıştır ki, o da Vitir olan) namazıdır
(rekâtlarının adedi tek olan
namazdır). Onu, yatsı namazı ile sabah namazı arasında
kılın." (Ahmed)
Gece
namazını, imkânı olanın gecenin sonunda kılması daha fazîletlidir.
Nitekim
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Kim, gecenin son bölümünde
kalkıp namaz kılamamaktan (uykuya kalmaktan)
endişe ederse, vitiri (tek rekâtlı
namazı) gecenin başında kılsın.Kim de gecenin son
bölümünde kalkacağından emîn
olursa, vitiri gecenin son bölümünde kılsın.Çünkü gecenin
son bölümünde kılınan namazda
melekler hazır bulunurlar. Bu ise daha fazîletlidir." (Müslim)
Eğer
gece namazının gecenin ilk bölümünde cemaatle kılınması ile son bölümünde
tek
başına kılınması arasında bir durum sözkonusu olursa, namazın cemaatle
kılınması
daha
fazîletlidir. Çünkü bir kimse cemaatle kıldığı zaman, gecenin tamamını namaz
kılarak
geçirmiş
gibi sevap kazanır.
Ömer b.
Hattab'ın -Allah ondan râzı olsun- hilâfeti zamanında insanlar bu hal üzere
devam
etmişlerdir.
Nitekim
Abdurrahman b. Ubeyd el-Kârî şöyle demiştir:
"Ramazan'da bir gece mescide
gitmek üzere Ömer b. Hattab -Allah ondan râzı
olsun- ile birlikte çıktım.Mescide
varınca orada ne görelim! İnsanlar, gruplara ayrılmış
halde kimisi tek başına namaz
kılıyor, kimisi de birkaç kişiye namaz kıldırıyordu.
Bunun üzerine Ömer:
- Bu insanları bir imamın
arkasında biraraya getirirsem daha güzel olacağını
düşünürüyorum, dedi.
Sonra Ömer insanları biraraya
getirmeye karar verdi ve Ubeyy b. Ka'b'i onlara
imam olarak tayin etti.
Sonra başka bir gece onunla
birlikte çıktım.Mescide varınca insanları imamlarının
arkasında namaz kılarlarken
gördüm.
Ömer dedi ki:
Ne güzel bir bid'at bu! Gecenin
ilk vaktinde bu namazı kılanlar, uykudan uyanıp da
kalanlardan daha fazîletlidirler.
Ömer, bununla gecenin sonunu kast
ediyordu.Böylece insanlar, namazlarını gecenin
ilk bölümünden kılıyorlardı."
(Buhari)
Muhammed Nasiruddin el-Elbani
Muhammed Nasiruddin el-Elbani
Aleykum selam ve rahmetullahu ve berakatuhu.... Ablacım teravıh namazında Peygamberımızın okudugu surelerı paylasmıssın. bu surelerden harıc dıger surelerıde okumamız mumkunmu? bırde mesela bakara suresı uzun bır sure onu 8 rekata denk gelecek seklde bolup okuyabılırmıyız. acıkcası bır anda tum sureyı kıtaba bakarakta olsa okumaya cesaretım yok. :( ama basladıktan sonra daha kolay olacagına ınanıyorum ALLAHın ıznıyle... yeterkı bızler ısteyelım. selamun aleykum..
YanıtlaSilAleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu Fatıma kardeşim, Teravih namazında illa bahsedilen sureleri okumak zorunda değiliz. Kolayımıza gelen her hangi bir ayeti okuyabiliriz. Bu hususda bize bir zorlama yok. Namazda mecbur okumamız gereken sure Fatihadır. Fatiha'dan sonra kişi kolayına gelen herhangi bir sureyi okuyabilir.
YanıtlaSilHerhangi bir sureyi bölerek okumakda caizdir. Okuyabilirsin inşaAllah. Dediğin gibi kardeşim insan istedikten sonra nice zorlar kolay oluyor. Rabbim bize dinini bütünü ile yaşamayı kolaylaştırsın.
Selamun Aleykum ve Rahmetullah abla
YanıtlaSilKadir gecesinin 27. gece olduğunu belirten hadisin olduğunu bu şekilde bilmiyordum. Belki duymuşsundur. Bazı tarikatlarda kadir gecesi şeyhe haber verilir o da müridlerine bildirir :))) Şaka maka böyle şeyler biliyorum. Belki bu Hadis'ten yola çıkarak bunu diyen oluyor ama ben bu zamana kadar şu Hadise göre biz bunu diyoruz diyeni duymadım. Ne hikmetse şeyh efendinin bir şekilde haberi oluyor ya da insanlara böyle lanse ediliyor veya söz başkalarına gelene kadar değişiyor. Bu arada hadisi şerife bayıldım :)
Yakın zamanda inşaAllah bir yere gideceğim ve 1 senedir beklediğim bir haber vardı. Duysan güleceğin ama insanı içten içe üzen bir durum (islam adına)..
Cevabı alabilirsem sana mail atarım inşaAllah.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in fiiline gelince:
Âişe'ye -Allah ondan râzı olsun:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kaç rekât vitir kılardı? Diye sorulduğunda o
şöyle cevap vermiştir:
- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- vitir namazını, dört ve üç rekât (4+3), altı
ve üç rekât (6+3), sekiz ve üç rekât (8+3), on ve üç rekât (10+3) olarak kılardı.Vitir
namazını, yedi (4+3) rekâttan daha az, on üç (10+3) rekâttan daha fazla kılmazdı." (Ebu Dâvud, Ahmed ve başkaları rivâyet etmişlerdir.)
Abla buradaki 8+3, 10+3 bunlar ne oluyor anlamadım?
Son hadiste Ömer b. Hattab Allah razı olsun demiş ki ne güzel bidat bu. Bidat konusunu işleyemedik ama ben az çok araştırmamla iyi-kötü bidat olmadığını biliyordum. Ömer B. Hattab böyle dediyse iyi bidat vardır diyebilir miyiz? Ayrıca tam hatırlamıyorum ama şöyle bişey de okumuştum. 4 halifenin (sanırım 4 halifeydi yani) ortaya çıkardığı yenilik bidat sayılmıyormuş sünnet yerine mi geçiyormuş öyle bişey. Bu konu hakkında da bilgi verirsen çok sevinirim abla.
Selamun Aleykumm :)