Esselamu
aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu
Değerli kardeşlerim, bir önceki yazıda
Cibril hadisini paylaşmış ve içeriğinde İslamın, imanın, ihsanın, kıyametin
alametlerinin neler olduğunu öğrenmiştik. Bunları sırası ile biraz açacak
olursak öncelikli olarak İslamın içeriğini açıklayalım inşaAllah.
İSLAM NEDİR?
Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem bu
hadisde (Cibril hadisi) İslam’ı vücudun organları tarafından söz ve fiil ile yapılan
zahiri (dış) ameller olarak tarif etmiştir. Organlarla yapılan ameller üçe ayrılır kardeşlerim:
Dilin amellerine
örnek: İslam’ın başı olan Allah’tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellemin Allahu Teala’nın elçisi olduğuna şehadet etmektir.
Organların amellerine
örnek: Namazı kılmak, ramazan oruçunu tutmak ve Beytullah’ı haccetmektir.
Mal ile yapılan
amellere örnek: Zekat vermek ve maddi gücü olanların Beytullah’ı haccetmeleri
gösterilebilir.
İSLAM’IN KAPSAMINA NELER GİRMEKTEDİR?
Bütün zahiri amellerin İslam kelimesinin
içine dahil olduğunu ifade eden hadislerden bazılarında Allah Resulu sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Müslüman, müslümanların dilinden ve elinden selamette
olduğu (yani zarar görmediği) kişidir.” (Buhari,
Müslim)
Abdullah b. Amr
radıyallahu ahn’dan rivayet edildiğine göre bir kişi Resulullah’a ,
“İslam’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” Diye sordu.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Yemek yedirmek, tamıdığına tanımadığına selam vermek”
buyurdu.”
(Buhari, Müslim)
Hakim sahih’inde Ebu Hureyre radıyallahu anhdan Allah Resulu
sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle dediği rivayet edilir.
“İslam’ın yolunu gösteren temel taşları ve yolunu
aydınlatan fenerleri vardır. Bunlardan bazıları, hiçbir şeyi ortak koşmadan
Allah Tealaya ibadet etmek, namazı gereği gibi kılmak, zekatı vermek, ramazan
orucunu tutmak, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak, karşılaştığın her
insanoğluna selam vermek, yanlarına girdiğinde aileni selamlamaktır. Kim
bunlardan birini eksiltirse, o İslam’ın payından olan bir şeyi terketmiş olur. Onların
tamamını terkeden kişi de İslam’ı arkasına atmış (terketmiş) olur.”
HARAMLARI TERKETMEKTE İSLAM’IN KAPSAMINA GİRER
Allah subhanehu ve tealanın ve Resulunun
yasakladığı şeyleri terketmek İslam kelimesinin içine girer. Yani kişinin
müslümanlığının gereklerindendir. Bunu en güzel şekilde açıklayan hadisde Allah
Resulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
“Kişinin, kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi
Müslümanlığının güzelliğindendir.” (Tirmizi, İbni
Mace)
Allah ve Resulunun yasakladığı şeylere itaat
etmenin İslam’ın bir gereği olduğunu anlatan başka bir hadis de şöyledir
kardeşlerim:
“Allah Teala, dosdoğru yolu şöyle bir misal ile anlattı. Bir
dosdoğru yol (Sırat-ı müstakim) var. Bu yolun iki tarafında bu yolun iki
tarafında iki sur ve sur üzerinde açılmış kapılar var. Kapılar üzerinde ise
gevşek perdeler bulunuyor. Yolun başında bulunan bir davetç, şöyle diyor:
‘Ey insanlar, hep birlikte doğru yola girin. Doğru yoldan
ayrılıp sapmayın!’ Yolun ortasında bir
davetçi bulunuyor ve insanlar surun üzerindeki kapılardan birini açmak
istedikleri zaman ise şöyle diyor:
‘Yazıklar olsun sana, o kapıyı açma! Eğer sen o kapıyı
açarsan o kapıdan girersin!’
Bu misalde anlatılan doğru yol İslam’dır. Yolun iki
tarafındaki surlar ise Allah Tealanın koyduğu sınırlardır. Sur üzerinde açılmış
kapılar, Allah’ın haram kıldığı şeylerdir. Yolun başındaki davetçi, Allah’ın
kitabı ve yukarıdaki davetçi ise, her müslümanın kalbinde bulunan Allah Teala
adına nasihatte bulunan davetçidir (vicdandır.)”
(Tirmizi, Ahmed, Hakim)
Gönül dostlarım,
yukarıdan buraya kadar Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin “İslam”
kelimesine yüklediği manayı kendi sözleri ile aktarmaya çalıştık. Aktardığımız
hadislerden anlaşılan şu ki, “İslam” sayısız cüzleri yani bölümleri bulunan bir
kavram. Bunun en başı kelime-i şahadet, sonraki şartı namaz, daha sonra sırası
ile diğer zekat, oruç, hac gibi ibadetler geliyor.
Hani her binayı
ayakta tutan direkler olurya? İşte halk arasında İslam’ın şartları diye
saydığımız bu maddeler İslam’ı ayakta tutan direk vazifesi görüyor. Sizde
takdir edersiniz ki, bir bina sadece direklerden ibaret değildir. Bu direkleri
tuğlalarla örmeden çok çıplak ve boş olur. O bina bütün olmaz. İşte aynen bu
örnekdeki gibi, bu direklerin arasını örmek için kullanılan her tuğla Allah
subhanehu ve tealanın ve Resulu sallallahu aleyhi ve sellemin bize emrettiği ve
yasakladığı şeyleri yerine getirmekdir. Hadislerde bu tuğlalardan birkaçı
(selam vermek, yemek yedirmek, iyiliği emretmek, kötülükten yasaklamak vs.
gibi) zikredilmiştir. Bu emir ve yasaklardan ne kadarına gücümüz yetiyor ve
yerine getirebiliyorsak İslam adındaki binamızı o kadar sağlam ve mükemmel yapmış
oluruz. Bu emir ve nehiylere olan itaatimiz de ne kadar eksik olursa İslam
binamızı o kadar eksik ve boş bırakmış oluruz.
Kardeşlerim,
yukarıda emirlere itaat etmek nasıl İslam’ın bir gereği ise haramları
terketmeninde İslam’ın bir gereği olduğunu açıklar mahiyette hadisler
aktarmıştık. Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem bunu açıklayan
hadislerinde Allah’ın koyduğu sınırları ne kadar da güzel tarif etmişti. Doğru yolun
etrafındaki surları aşmamamızı, üzerinde bulunan kapılara yaklaşmamamızı eğer
yaklaşırsak ve o kapıları açarsak mutlaka içine gireceğimizi haber vermişti.
Bu hadisde en
dikkat çekici nokta insana çeşitli uyarıcıların gönderildiği, bunlardan
birininde her insanın içinde bulunan ve adına “vicdan” dediğimiz uyarıcının
olduğudur. Uyarıcı olarak Allah’ın kitaplarının ve Resullerinin yanısıra her
insanın ruhuna yerleştirdiği “vicdan” hissi aslında gerçektende en büyük
uyarıcıdır. Çünkü Rabbimiz, bizim terbiye edicimiz ona tüm iyiliğin ve
kötülüğün bilgisini formatlamıştır. Bu sebeple sahibi iyi bir şey yaptığında
onu onaylar, kötü bir şey yaptığında ise onu yargılar. İnsanların herkesi
yanıltabilecekleri ama kendilerini kandıramayacakları gerçeği işte burda
kendini göstermektedir.
Rabbim her
birimizin vicdanlarını en güzel şekilde işlemesini sağlasın. Vicdanımızı köreltmesin.
O ibreyi köreltip işlemez hale getirirsek bizi artık kötülüklerden ne
alıkoyabilir ki?
Allah'a emanet olun değerli dostlarım...
aleykum selam ve rahmetullah.. Ablacım benım selam vermek konusunda kafama takılan sorular var. soylekı goeuncem onunla gorustugum zamanlar da bıze selam vermezdı ılk zamanlar anlamamıstım ama ıslamı ogrenmeye baslayınca hak verdım. aılesı ıslamı ıcınde sırkler olarak yasıyorlar dıyerek selam vermıyordu. pekı bu durumda ben ne yapmalıyım. etrafımda oyle cok ınsan varkı hayat yasamları ıslama uygun degıl ıcınde sırt bıdat ne ararsan var. cogunda emınım bunların ozaman bu durumda asagıdakı hadıse dayanarak nasıl davranmalıyım.sonucta selam muslumana verılır.
YanıtlaSil“Yemek yedirmek, tamıdığına tanımadığına selam vermek” buyurdu.” (Buhari, Müslim) suan ıcın selam vermıyorum cogu zaman nadırende cekınerek verıyorum ama hep ıcımı kemıren bır huzursuzluk var. bu konbuda benı aydınlatırsan ALLAH ıcın benı cok sevındırırsın. selamun aleykum ve rahmetullah.
Müslüman bir toplumda kendini müslüman addeden bir insana selam vermemek tipik bir tekfirci hareketidir Fatımacım. Bunu ancak tekfirci bir zihniyete sahip insan yapar. Çünkü toplumun İslamı yaşamamasını ve onların cahil oluşlarını kabul etmezler. Bu toplumun cahil olduğu için , bazı şeylerden mahrum bırakıldığı için ve dini konular tam manası ile anlatılmadığı için yapmadıklarını kabul etmezler. Onlara göre cehalet mazeret değildir.
SilTekfirciler, şirk olan fiillerle onu yapan sahibini ayırdetmezler. Bir insanın yaptığı şey şirk olabilir ama onu yapan herkes müşrik olmaz. Belki bilmiyordur, belki o konudaki bilgi ona ulaşmamıştır. Allah subhanehu ve teala hiçbir kulunu kendisine mesajını ulaştırmadan azab etmez. Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellemde ashabında şirk içeren davranışlar gördüğünde hemen onları müşriklikle itham etmemiş, doğru olanı anlatmıştır.
Belki hatırlarsın daha Cahide kardeşimin orda yazı yazarken bir yazımın altına bir bayan bana hiç selam vermeden ve selamımı almadan direk olarak yorum yazmıştı ve tekfirci zihniyete sahip olduğunu açığa vuran şeyler yazmıştı. Daha sonra ben bayanı uyardığımda bu toplumun müslüman olmadığını ve bu yüzden selam vermediğini yazmıştı. Düşün ben orda İslam üzerine yazılar yazıp, tevhidden bahsettiğim halde beni dahi müslüman sınıfından görmemişti. Bu zihniyet böyledir Kardeşim kendilerinden başka kimse müslüman değildir onlara göre. Bunların başkalarını tekfir etmekten başka toplum için, insanlar için yaptıkları hiçbir şey yoktur. Sadece eleştirirler.
Hadislerde bahsedilen selam konusuna gelirsek, içinde selamın geçtiği hadisleri tekrar oku Fatımacım. Bende hadisleri yazarken çok dikkatimi çekti bak hadisin şu bölümü çok dikkat çekici. "karşılaştığın her insanoğluna selam vermek" hadisin bu bölümünü okuyunca acaba tercüman tercüme ederkenmi böyle tercüme etti diyerek hadisin arapça metnine baktım. Subhanallah! hadisin arapça metninde de "beni adem" geçiyor. Yani her insanoğlu.
Türkiye gibi bir ortamda bu sorun pek yaşanmaz ama mesela biz burda Almanya'da gayri müslümlerede selam veriyoruz fakat kendi selamımızla değilde farklı bir selamla selam veriyoruz. Mesela Allah Resulude bazen selam verirken "Merhaba" dermiş. Bunun gibi.
Burda önemli olan selamın tesir gücünü kullanıp insanların gönlünü fethetmek ve diğer insanlarla aramızda bir bağ oluşturmak. Benden size zarar gelmez, ben güvenilir biriyim ve size iyi dileklerimi sunuyorum demektir.
Özellikle biz müslümanlar selama çok özen göstermeli ve bunu etrafımızda ve toplumumuzda elimizden geldiğince yaymalıyız. Çünkü Allah Resulu başka bir hadislerinde "size yaptığınızda kalplerinizin birbirinize ısınacağı bir şey söyleyeyim mi?" diyerek "aranızda selamı yayınız" buyurmuştur.
Allah Resulu bunu söylüyorsa mutlaka bizim için hayır vardır. Müslüman her daim etrafına güzel enerji yayan insan olmalıdır. İnan ki, bu enerjiden mutlaka etkilenenler olacaktır.
Fatımacım birde dikkatine maşaAllah diyorum. Başlıkların haricinde ayrıntı gibi kalan bu konuya dikkat etmen beni çok mutlu etti. Rabbim senin ilmini arttırsın. Hayırlı ilimlerle seni techiz etsin.
Sagol ablacım .. ALLAH razı olsun.. Selam vermek konusu benı uzun yıllardır yanı (6-7) senedır dusunduren bır konuydu sureklı celıskıde kalıyordum hatta ıslamı yasantılarına gore selam vermedıgım cok ınsan olmustur :( ama ALLAHın ıznıyle yanlısımı duzeltmek nasıp oldu cok sukur. bende ablacım 7 seneye yakın zaman kanadada yasadım. ınan hrıstıyan ınsanlar bana turklerden daha sıcak ve samımı davrandılar. en basıt ornek ıngılızce kursumdakı bosnalı ogretmenımle halen maıl yolu ıle gorusurum. kendısı hrıstıyan olmasına karsın bayramlarda bana bayram mubarek dıyerek maıl atar. ummadıgım ınsanlardan cok yardımlar gordum. bende onlara cogu zaman onların dılıyle selam verdım. hal hatır sordum. Bu hadısı ayrıntılı olarak bakarak cevap verdıgın ıcın tekrar ALLAH razı olsun. Inan mutluluktan gozlerım doldu. dogruyu bulmak onunla amel etmek ve takdır edılmek harıka bır duygu.... ınsaALLAH ılmımı daha da arttırır yaptıgım vede yapmakta oldugum hatalarımdan gec kalmadan sıyrılırım.SELAMUN ALEYKUM VE RAHMETULLAHI VE BERAKATU... doyasıya selam vermek ıcın sabırsızlanıyorum. :) ALLAH HAFIZ...
YanıtlaSilRabbim bizi her daim hayırda birbirine yardım edenlerden kılsın. Rabbim ilme olan iştiyakını arttırsın. Seni dünyada da ahirettede hiç ummadığın şekilde rızıklandırsın. Amiiin ya Rabbi.
SilAleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu. Subhanallah Fatımacım, sana biran önce cevap yazayım derken selamlarını almayı unutmuşum. Hakkını helal et kardeşim.
SilSelamun aleykum ablam. hakkım varsa ganı ganı helal olsun. :)
Silaleykuumselam saliha abla.zaman o zamanki kalabalık bir ortama girdiğimizde otobüs,durak,hastane.. gibi yerlerde selam verince şöyle bir gözünün içine bakıyorlar.tanımadığın insanlara niye selam verirsin der gibilir.sofu yerine koyuyolar seni.zahmet edip selamı almaya bile tenezzül etmiyor çoğu insan.bu durumda napalım aleykümselam diyip kendi selamımızı gerimi alalım
YanıtlaSilselametle kalın inşallah
Aleykum Selam ablacığım... selam olsun tüm site sakinlerine :) esselamu aleykum ve rahmetullah ....
YanıtlaSilAleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu..
SilAleykum selam ve rahmetullahı ve berakatuhu
Sil