Esselamu aleykum kardeşlerim,
Malumunuz bu gün itibari ile hicri
takvimde Safer ayına girmiş bulunmaktayız. Son zamanlarda Safer ayı hakkında
çokca soru ve mesaj aldığım için bu konuyu araştırıp sizinle paylaşma ihtiyacı
hissettim.
Safer ayı hakkında bu günlerde türlü
söylentiler, türlü hadisler ortalıkda dolaşmakta. Bu hadislerin doğruluk
derecesi ve bu söylentilerin kaynağı ne öğrenelim istedim. Sosyal medyanın da
tesiri ile günümüzde iletişimin anlık olduğunu düşünürsek bu şekildeki asılsız
inançların insanları bir şekilde etkileyeceği muhakkak. Bu paylaşım bu konuda
gerçeği öğrenmek isteyenler için yardımcı olur inşaAllah.
Kardeşlerim, Safer ayını uğursuz sayma
inancının temeli taa cahiliye araplarına dayanmaktadır. Onlar safer ayının
uğursuz olduğuna inanırlardı. Bu inancın kalıntıları günümüzde İslâm'a mensup bazı
kimseler içinde hala devam etmektedir. Halbuki Allah Resulu sallallahu aleyhi
ve sellem böyle bir şeyin olmadığını Buharide gelen hadislerinde açıkça ifade
etmiştir.
Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun-
rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle
buyurmuştur:
(( لَا عَدْوَى وَلَا طِيَرَةَ وَلَا هَامَةَ وَلَا صَفَرَ، وَفِرَّ مِنَ الْمَجْذُومِ كَمَا تَفِرُّ مِنَ الْأَسَدِ.)) [ رواه البخاري ومسلم ]
"Advâ, Tıyara, Hâme ve Safer yoktur. Aslandan kaçtığın gibi, Cüzâm
hastalığından kaç." (Buhârî; hadis no: 5387. Müslim; hadis no: 2220)
Advâ:
Sağlam bir kişiye bir hasta aracılığıyla hastalığının bulaşmasıdır.
Tıyara: Uğura ve uğursuzluğa inanmaktır.
Hâme:
Kan davalarında öç ve intikam almak için uydurulmuş bir takım efsanelere inanmaktır.
Safer:
Sefer ayının uğursuz olduğuna inanmaktır.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem-'in dört şeyi (Advâ, Tıyara, Hâme ve Safer'i) reddetmesi, onların
varlığını reddetmek değildir. Aksine onlar vardır. Fakat bu dört şeyin olaylara
etkisinin olduğunu reddetmektir. Bu sebeple olaylara etki eden, yalnızca Allah
Teâlâ'dır. Buna göre bir olayın sebebi, bilinen bir sebep ise, o sahih bir
sebeptir. Yok eğer bir olayın sebebi vehm (kuruntu) ise, o da bâtıl bir
sebeptir. Safer ayının ne kendisi olaylara etki edebilir, ne de kendisi şer
için bir sebeptir." (Mecmû' Fetâvâ İbn-i Useymîn; c: 2, s: 113-115)
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi'ne şu soru sorulmuştur:
"Ülkemizde bazı âlimler, İslâm
dîninde, Safer ayının son Çarşamba günü kuşluk namazı vaktinde bir selâmda dört
rekat olarak kılınan, her rekatında Fâtiha sûresi ile birlikte on yedi defa
Kevser sûresi, elli defa İhlas sûresi, birer defa Felak ve Nas sûreleri okunup
selâm verilen, selâm verildikten sonra üç yüz altmış defa şu âyet-i kerime
okunan:
"Ve Allah, emrinde gâliptir (hiçbir güç, O'na engel olamaz). Fakat
insanların çoğu, (her şeyin Allah'ın elinde olduğunu) bilmezler." (Yusuf,21)
Bunları üç defa yaptıktan sonra şu âyet-i
kerime ile bitirilen:
"Onların (iftiracıların) nitelemekte oldukları şeylerden senin
izzet sahibi Rabbini tenzih ederiz. Bütün elçilere (rasûllere) selam olsun.
Hamd, (dünya ve âhirette) âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur." (Saffat,180-182) Nâfile bir
namaz olduğunu iddiâ etmektedir.
Yine, bu günde sadaka olarak fakirlere bir
parça ekmek vermenin, Safer ayının son Çarşamba günü inen belâ ve musibeti
savmak için bu âyet-i kerime'nin ayrı bir yeri olduğunu iddiâ etmektedirler.
Ayrıca, her yıl, üç yüz yirmi bin tane
belâ ve musibet indiğini, bütün bu belâ ve musibetlerin, Safer ayının son
Çarşamba günü geldiğini, bunun ise, yılın en zor günü olduğunu, kim, bu namazı,
yukarıda zikredildiği şekilde kılarsa, Allah Teâlâ'nın o kimseyi, bu günde inen
her türlü belâ ve musibetlerden lütuf ve keremiyle koruyacağını, yine, bu
şekilde yapmaya gücü yetmeyen küçük çocukları bile belâ ve musibetlerden
koruyacağını iddiâ etmektedirler.
Bu zikredilen şeyler çözüm müdür?
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi âlimleri bu soruya şöyle cevap
vermişlerdir:
"Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a
mahsustur. Salât ve selâm, Allah'ın elçisine, onun âile halkına ve ashâbına
olsun.
Soruda zikredilen bu nâfile namazın,
Kur'an-ı Kerim ve sünnetten bir aslının olduğunu bilmiyoruz. Bu ümmetin ilk
müslümanlarından ve onlardan sonra gelenlerden hiç kimsenin bu nâfile namazı
kıldığına dâir hiçbir şey sâbit olmamıştır. Aksine bu, bid'at bir namazdır.
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre o şöyle buyurmuştur:
(( مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ.)) [ رواه مسلم ]
"Her kim işimiz (dînimiz)
üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur (bâtıldır ve ona
itibar edilmez)." (Müslim; hadis no:1718.)
Başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:
(( مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.)) [ متفق عليه ]
"Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs
eder (açık veya gizli Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se, o ihdâs ettiği şey, kendisine reddolunmuştur
(bâtıldır)."(
Buhârî; hadis no: 2697.Müslim; hadis no: 1718.
)
Bu namazı ve zikredilen şeyleri, Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-'e veya sahâbeden birisine nisbet eden kimse, en
büyük iftirayı atmış olur ve bu kimse, Allah Teâlâ tarafından yalancıların hak
ettikleri cezayı hak etmektedir."
Değerli âlim Muhammed Abdusselâm
eş-Şukayrî şöyle demiştir:
"Câhil kimseler, kendilerinden her
türlü kötülüğü giderdiğine inanarak, Safer ayının son Çarşamba günü 'Bütün
âlemler içinden Nuh'a selâm olsun' gibi, selâm âyetlerini yazmayı ve bu
âyetleri, içerisinde su bulunan kaplara koyup o sudan içerek ondan bereket
ummayı ve o suyu başkasına hediye etmeyi bir gelenek hâline getirdiler. Bu
inanç, bozuk bir inanç, dînde yerilen bir şeyi uğursuz sayma ve bunu yapanı
gören kimsenin ona şiddetle karşı çıkması gereken çok çirkin bir
bid'attır." (İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâmî Komitesi Fetvâları; c: 2, s:
354. )
Çeşitli siteler, mailler ve mesajlar
vesilesi ile net ortamında dolaşan safer ayı ile ilgili hadislerin hepsi uydurma
hadislerdir. Bu hadisler muteber hadis kaynaklarının hiç birinde bulunmamaktadır. Lütfen dinimizi nereden aldığımıza özen gösterelim!
Aleykum selam ve rahmetullah..Kuranı anlamak tek başına yeterlıyken neden baska aslı gercek olmayan kaynaklara basvururlarkı hıc anlamıyorum. Dogruyu bulmak bu kadar kolayken artık...ALLAH razı olsun ablacım...
YanıtlaSilve aleykum selam ve rahmetullah,kardesim yine guzel bir yazi olmus masaallah,ben ilk defa boyle bir sey duydum cok sasirdim.soyle bir arastirma yaptim cahiliyeden geldigini ogrendim yazilar cok uzundu .deliller sahih degil di.simdi sahih hadislerle selef alimlerin gorusuyle ogrenince cok rahatladim ALLAH razi olsun senden.fiemanillah hatice
YanıtlaSilaleykumselam ve rahmetullah Allah razı olsun abla ben ilk defa duydum geçenlerde eşime biri mesaj atmış bela ayı diye yok şukadar tesbih şukadar namaz kılın diye şoke olmuştum
YanıtlaSilRabbim bizlerin ayaklarını dini üzere sabit kılsın.