16. Ayet: Allah
(subhanehu teala) buyurdu ki:
"…ben, ancak bana vahyolunana
tâbi oluyorum." (En'am Suresi, 50)
İmam Taberi bu ayeti açıklama sadedinde der ki: "…bana Allah
katından vahiy geliyor. Ben sadece bana vahyolunana tabi oluyorum. Ondan asla ayrılmam."
(Cami'ul-Beyan fi Tefsir'il-Kur'an, Taberi)
İbni Hazm der ki: "Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in
din konusunda konuştuğu her söz, Allah (subhanehu ve teala)'dan bir vahiydir.
Bunda şüphe yoktur.
Allah (subhanehu ve teala)'dan inen vahyin hepsinin (asağıda Hicr
Suresinin 7. ayetinde buyurduğu gibi)
"indirilmiş bir zikir"
olduğu konusunda şeriat ve lugat alimleri ittifak etmişlerdir.
Vahyin hepsi korunmuştur. Allah (subhanehu ve teala)'nın korumasını
üstlendiği her şeyin, zayi edilmeyeceği garantilenmiştir. Aksi halde Allah
(subhanehu ve teala)'nın kelamı, yalan olurdu.
Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in din konusunda konuştuğu
şeylerin zayi edileceğine ve aralarına batılın karışacağına dair hiçbir yol
yoktur. Buraya bir yol bulunsaydı, Allah (subhanehu ve teala)'nın: "O zikri biz indirdik; onu muhafaza
edecek olan da elbette biziz" (Hicr Suresi, 7) kavlinin yalan olması
gerekirdi ki, bunu müslüman söylemez.
Korunması vaad edilen zikri, Kur'an'a hamledenlerin delili yoktur. Zikr,
Allah (subhanehu ve teala)'nın Kur'an'dan, Kur'an'ı açıklayan ve vahiy olan
sünnetten, peygamberine inen her şeye verilen bir isimdir.
Zira Allah (subhanehu ve teala): "Onları apaçık deliller ve kitaplarla
gönderdik. Sana da, insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın diye Kur'an'ı
indirdik. Belki onlar da düşünürler." (Nahl Suresi, 44) ayetiyle Allah
Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'i Kur'an'ı açıklamaya da memur
kılmıştır." (el-İhkam, İbn Hazm)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder