28. Ayet: Allah (subhanehu ve teala) şöyle buyurmuştur:
"Biz sana Kitabı, hakkında ihtilâfa
düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve inanan kimselere hidayet ve rahmet
olmak üzere indirdik."
(Nahl, 64)
İbn Teymiyye
der ki: "Kim O'nun hakka değil batıla delalet eden şeyler söylediğini,
asıl muradın ne olduğunu açıklamadığını bu lafızlarla aslında batıl olmayan
manayı kastettiğini ancak insanların, o görüşleriyle gerçek muradı
anlamalarının mümkün olmadığını savunursa o gerçekte Allah Resulu (sallAllahu
aleyhi ve sellem)'i kötülemiştir.
Aksini
nasıl düşünebiliriz; O halk içinde hakkı en iyi bilen kişi değil midir?
O, hakkı beyan etmede insanların en kabiliyetlisi değil midir?
İnsanlara güzel öğüt veren insanların en güzel öğüt vereni o değil mi?
Bütün bunlar, onun hak konusundaki beyanının bütün insanların
açıklamalarından daha mükemmel olmasını gerektirmez mi?
Muhammed (sallAllahu
aleyhi ve sellem) halk içinde hakkı en
iyi bilendir; insanlar arasında dili en düzgün, beyanı en sahih olandır. O,
kulların hidayeti konusunda insanların en hırslısıdır. Allah ona, apaçık
bir şekilde tebliğ etmesini vacip kılmış, insanlara Kitabı -onlar için indirileni- açıklasın diye indirmiştir.
Öyleyse onun
hitabının açıklamasının sözlerinin diğer insanlardan daha mükemmel olduğunda
şüphe yoktur. O halde nasıl olur da o hakkı açıklamamış olur?
Aksine o, cehaletine, ilminin ve aklının noksanlığına rağmen, kendisine
pek çok deliller gösterilen kimselere hakkı beyan etmiştir." (Muvaffakat-u
Sârihi'l-Ma'kul li-Sahihi'l Menkul, İbn Teymiyye)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder