4.6.13

İSRÂ VE MİRAC GECESİNİ KUTLAMANIN HÜKMÜ


بسم الله الرحمن الرحيم

Soru: Receb ayının 27. gecesi olan İsrâ ve Mirac gecesini kutlamanın hükmü nedir?

Cevap: Hamd, yalnızca Allah'adır. Hiç şüphesiz İsrâ ve Mirac olayı, Allah'ın elçisi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in (elçilik görevinde) sâdık olduğuna, O'nun, Allah azze ve cellenin katındaki makamının ne kadar büyük olduğuna delâlet eden, Allah Teâlâ'nınbüyük mucizelerinden birisidir. Yine İsrâ ve Mirac olayı, Allah Teâlâ'nın göz kamaştıran kudretine ve O'nun bütün yarattıklarının üzerinde, yüce olduğuna delâlet eden mucizelerinden birisidir.

Nitekim Allah Teâlâ bu olay hakkında şöyle buyurmuştur:

"Gecenin bir bölümünde kendisine (kudretimize ve vahdâniyyetimize delâlet eden) birtakım âyetlerimizi gösterelim diye kulu Muhammed’i (bedeni ve ruhu ile uyanık bir halde iken) Mescid-i Haramdan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi-i Aksa'ya götüren  O (Allah, O her türlü kusur ve noksanlıklardan) münezzehtir.. Gerçekten O  her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir."(İsra,1)

   Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den tevâtür yoluyla rivâyet olunduğuna göre o, yedi kat semâya çıkarılmış, her semâya geldiğinde kendisine o semânın kapısı açılmış, yedinci semâyı geçtikten sonra Rabbi, onunla dilediği şekilde konuşmuş, ona beş vakit namazı farz kılmış, Allah Teâlâ, beş vakit namazı ilk önce elli vakit olarak farz kılmış, ama Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Rabbinden elli vakitlik namazı hafifletmesini dilemeye devam etmiş, nitekim Allah Teâlâ elli vakit namazı, beş vakte indirmiştir. Bu namazlar, farz olarak beş vakittir, ama ecir olarak elli vakittir. Çünkü iyilikler (sevaplar), on katı ile karşılık görür. Bütün nimetlerinden dolayı Allah Teâlâ'ya hamd ve şükürler olsun.

   Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den gelen sahih hadislerde, İsrâ ve Mirac olayının meydana geldiği gecenin, Receb ayı veya başka bir ayda olduğu hakkında herhangi bir şey gelmemiştir. İsrâ ve Mirac gecesinin tayini konusunda gelen hadislerin hepsi, hadis âlimlerince sâbit olmadığı tesbit edilmiştir. Allah Teâlâ'nın,bu geceyi insanlara unutturmasında büyük bir hikmet vardır. Bu gece belli olsa bile müslümanların bu geceye özel birtakım ibâdetleri tahsis etmesi ve bu geceyi kutlamaları câiz değildir.Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve ashâbı Allah onlardan râzı olsun bu geceyi kutlamamışlar ve bu geceye özel bir şey tahsis etmemişlerdir. Şayet bu geceyi kutlamak, meşrû bir durum olsaydı, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ya sözü ile, ya da fiili ile bunu ümmetine mutlaka açıklardı. Ayrıca böyle bir durum meydana gelmiş olsaydı (yani Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu geceyi kutlamış olsaydı), insanlar tarafından bilinir ve yaygın bir hâle gelir, sahâbe de -Allah onlardan râzı olsun- tarafından bize intikal ederdi. Oysa sahâbe Allah onlardan râzı olsun, ümmetin ihtiyaç duyduğu her şeyi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den bize nakletmişler ve dînde hiçbir şeyi ihmâl etmemişlerdir. Aksine onlar, bütün iyiliklerde herkesten önce davranmışlardır. Dolayısıyla İsrâ ve Mirac gecesini kutlamak meşrû olsaydı, insanlar içerisinde ilk önce onu sahâbe kutlarlardı. Ayrıca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, insanlar içerisinde, insanlara en güzel öğüt veren insandı.Risâlet görevini en güzel şekilde tebliğ etmiş ve emâneti yerine getirmiştir. Şayet bu geceyi yüceltmek ve onu kutlamak, Allah Teâlâ'nın dîninden olsaydı, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bundan habersiz kalmaz ve onu insanlardan gizlemezdi. Bütün bu zikredilen şeylerden hiçbirisi olmadığına göre, bu geceyi kutlamanın ve bu geceyi yüceltmenin, İslâm dîninden olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü Allah Teâlâ bu ümmete dînini kemâle erdirmiş ve onların üzerindeki nimetini tamamlamış, izin vermedği şeyi dîn haline getiren herkesi inkâr edip reddetmiştir.

Nitekim Allah Teâlâ apaçık kitabında Mâide sûresinde şöyle buyurmuştur:

“Bugün size dîninizi” (zaferi gerçekleştirmek ve şeriatını tamamlamak sûretiyle) kemâle erdirdim... (Sizi câhiliyye karanlığından İslâm nûruna çıkarmak sûretiyle) üzerinize nimetimi tamamladım ve dîn olarak da size İslâm'ı seçtim (siz de İslâm'ı kendiniz için dîn seçin)."(Maide,3)

Allah -azze ve celle- Şûrâ sûresinde de şöyle buyurmuştur:

“Yoksa onların” (müşriklerin) Allah'ın izin vermediği bir dîni meşrû kılan ortaklarımı var? Eğer Allah'ın süre tanıyarak onlara dünyada azap etmeyeceğine dâir kazâ ve kaderi olmasaydı, olmasaydı, onların aralarında derhal azap etmek sûretiyle hüküm verilirdi... Şüphesiz ki zâlimler (kâfirler) için (kıyâmet günü) acıklı bir azap vardır. (Şuara,21)

Büyük tehlikesine karşılık İslâm ümmetini uyarmak ve onları bid'atları işlemekten uzaklaştırmak için, bid'atlardan sakınmak gerektiği ve bid'atların açıkça dalâlet (sapıklık) olduğu Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den gelen sahih hadislerde sâbittir. Nitekim bu hadislerden bazıları şunlardır:

Buhârî ve Müslim'in sahihlerinde Âişe'den Allah ondan râzı olsun rivâyet olunduğuna göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Her kim "Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se, o ihdâs ettiği şey, kendisine reddolunmuştur (bâtıldır)." (Buhârî; hadis no: 2697.Müslim; hadis no: 1718.)

Müslim'in rivâyetinde ise Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

"Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur. (bâtıldır ve ona itibar edilmez)." (Müslim; hadis no:1718.)

Yine,Müslim'in sahihinde Câbir'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Cuma günü hutbesinde şöyle derdi  (hutbesine şöyle başlardı): Şüphesiz sözlerin en hayırlısı Allah'ın kitabıdır. Yolların en güzeli, güzeli, , , Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem''in yoludur.  İşlerin en şerlisi, (dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerdir (dîndeki bid'atlardır). Her bid’at dalâlettir. (Müslim)

Nesâî, "ceyyid" (iyi) bir senedle şu fazlalığı da rivâyet etmiştir:

“Her dalâlet (in sahibi) de ateştedir.” (Nesâî; hadis no:1560. Elbânî, "Sahîh-i Sünen-i Nesâî; hadis no:1578.)

Irbâd b. Sâriye'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

"Rasûlullah Rasûlullah Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize çok tesirli bir öğüt verdi.. Bu öğütten dolayı gözler yaşardı ve kalpler ürperdi. Biz:

“Ey Allah’ın elçisi! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, o halde bize bir tavsiyede bulunur musun? dedik . Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Size, Allah’tan korkmanızı, başınıza bir köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve benden sonraki doğru yolu bulmuş râşid halîfelerimin sünnetini alın ve onlara, azı dişlerinizle ısırırcasına sımsıkı sarılın. (Dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerden sakının. Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan her yenilik, bid'attir. Her bid'at, dalâlettir.(sapıklıktır)." (İmam Ahmed; hadis no: 4/126. Tirmizî; hadis no: 2676.)

   Rasûlullah sallalahu aleyhi ve sellem'in ashâbı Allah onlardan râzı olsun ile onlardan sonra gelen selef-i salih, insanları bid'atlardan sakındırıp korkuttukları sâbittir. Bunun da sebebi; bid'atların dîne sonradan eklenen bir fazlalık olması, Allah Teâlâ'nın izin vermediği bir dîn olması, dînlerine onda olmayan fazlalık ekleyen ve Allahın izin vermediği dînde yenilik çıkaran Allah'ın düşmanları yahudi ve hıristiyanlara benzemekten dolayıdır. Çünkü bid'atları kabul etmek, İslâm dîninin eksik olduğunu ve kâmil olmadığını itham etmeyi gerektirir.Bu düşüncenin büyük bir fesat ve çok çirkin bir münker olduğu, Allah -azze ve celle-'nin şu sözüne ters geldiği bilinen bir şeydir:

“Bugün size dîninizi (zaferi gerçekleştirmek ve şeriatını tamamlamak sûretiyle) kemâle erdirdim. (Sizi câhiliyye karanlığından İslâm nûruna çıkarmak sûretiyle) üzerinize üzerinize nimetimi tamamladım ve dîn olarak da size İslâm'''ı seçtim. (siz de İslâm'ı kendiniz için dîn seçin)." (Maide,3)

 Yine,bid'atları kabul etmek, bid'atlardan sakınmayı ve onlardan uzaklaşmayı emreden Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-'in açık hadislerine aykırı bir davranıştır. Bu bid'atı, yani İsrâ ve Mirac gecesini kutlama bid'atını reddetmek ve ondan sakındırmak gerektiği ve bu bid'atın hiçbir şekilde İslâm dîninden olmadığı konusunda hakkı arayan kimse için bu zikrettiğimiz delillerin yeterli ve iknâ edici olmasını ümit ederim. Allah Teâlâ müslümanlara öğüt vermeyi ve onlara meşrû kıldığı dîni açıklamayı farz kılıp ilmi gizlemeyi haram kılınca, birçok ülkede yaygınlaşan, hatta kimi insanların dînden olduğunu zannettikleri bu bid'at konusunda müslüman kardeşlerimi uyarmayı kendime bir görev saydım.

   Allah Teâlâ'dan bütün müslümanların hallerini düzeltmesini ve onları dînde bilgili kılmasını, bizi ve onları hakka sımsıkı sarılma ve hak üzere sâbit kalma konusunda muvaffak kılmasını, hakka aykırı olan şeyleri terketmeyi nasip etmesini dilerim.Şüphesiz ki O, bunun üstesinden gelen ve buna gücü yetendir. Allah Teâlâ, kulu ve elçisi, Peygamberimiz Muhammed'e, âile halkına ve ashâbına salât e selâm eylesin ve onu mübârek kılsın.


                                                                                                                                    Abdulaziz b. Baz 

11 yorum:

  1. Evet ama Saliha'm bizim din adamlarımız bu nu bilmezler mi? hani sana demiştim evimin önünde kocaman bir cami var diye şu an da o camide bile mevlüt okunuyor. ses içerden geliyor yani hopörlörden okunmuyor ama cami bana çok yakın olduğu için ben duyuyorum. ben de az önce Yasin okudum. ALLAH af etsin. ne diyebiirim başka biimiyorum :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıdıkacım malesef bunlar asıl olarak dinimizde olmayan bize başka milletlerin kültürlerinden geçmiş olan adetler. Din adına yaptıgımız her şeyin Kuran ve Sünnetten delili olması lazım. Günümüzde insanlar dini yaşayışı bu geceleri eda etmekten ibaret görüyor. Bu geceler adeta halk arasında bayram niteliğinde kutlanıyor.
      Bazı kardeşlerimiz bunda ne kötülük var diyerek bu yanlışları basite alıyor fakat İslam alimlerinin dediği gibi aslında her ortaya çıkan bidat o husustaki bir sünneti yok ediyor. Yazıda da bahsedildiği gibi Cuma gününü Rabbimiz bize hayırlı kıldığı halde bu güne bu kadar özen göstermiyoruz.
      Canım kardeşim malesef mesele delilleri ile ortada. Bizede iman edip kabul etmek düşüyor. Benimde doğruları aktarmaktan başka bir niyetim yok Rabbim biliyor.
      Sıdıkacım Rabbim her secdemizi mirac tadında yapabilmeyi bize nasip etsin. Allha emanet ol kardeşim. .

      Sil
  2. Selamün Aleykum ve Rahmetullah abla
    Konu çok güzel anlatılmış. Yazandan Allah razı olsun. Yalnız ben bir yerde kafam karıştı. Allah bu geceyi insanlara unutturmuş. Ama insanlar neye dayanarak bu gece miraç kandili diyebiliyor ve kutlayabiliyorlar. Uydurulmuş, hadis olarak adlandırdıkları söz mü var? Yani varsa bile Allah'ın unutturduğunu biliyoruz. Temsili olarak mı kutluyorlar ne yani anlamadım ben gerçekten :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu geceyi kutsal saymayı neye dayanarak yapıyorlarsa bunuda aynı şeye dayanarak yapıyorlar Büşram. Uydurma rivayetlerden beslenenler ve dinlerini onca sahih hadis külliyatları varken özellikle zayıf ve uydurma rivayetler üzerine bina edenlerin her zamanki tavırları bunlar. Aslında Allah Resulunun doğum tarihide net değil mesela. Yani tam olarak bilinmiyor. Ama günümüzde Mevlit kandili adı altında onun doğum gününü dinin en büyük göreviymiş gibi algılayıp kutlayanlar var.

      Sil
    2. Anladım abla.
      Allah Rasulü'nün doğum tarihinin net olmadığını bilmiyordum. Açıp Kur'an-ı Kerim okusak, türkçesine de baksak manasını bilsek daha çok sevap kazanırız ama çok ucuzcuyuz galiba. Galiba da değil öyle.

      Sil
  3. 3. yorumu yazıyorum sinir oldum :)
    ikincisi geldi mi abla yoksa tekrar yazmayayım kirlenmesin sayfan gereksiz yorum olmasın

    YanıtlaSil
  4. assalamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatu.canim kardesim ne guzel anlatmis yazar ve sende bize ne guzel bizlere aktarmissin ulkemizde ezani muhammediye arapca olarak susturuldugu zamanlarda ,Kuran-i kerim evlerden toplanildiginda bir tek seye dokunmamislar MEVLUDe .buda cok dusundurucu.fiemanillah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu, subhanallah onlar bizden iyi biliyor demekki milleti uyutmak için nelerin doğru olduğunu. Bu mevlüt olayı başlı başına bir konu aslında. Dikkat eden kardeşler yazılı bulabilirseniz içinde barındırdığı yanlışlara ve şirk içeren cümlelere dikkat ederek okuyun. Ama insanımız bunu anlamadan sadece bir şarkı dinler gibi dinliyor ve bundan sevap ümid ediyor. Rabbim bize basiret ihsan etsin.

      Sil
    2. http://www.dinimizislam.com/
      Burada var. Ben bakamadım şimdi. İsterseniz inceleyin abla.

      Sil